Cinsiyeti önemli ve temel analiz birimi olarak gören faaliyetler, teoriler, varsayımlar, felsefeler ve yaklaşımlar demeti.[1] Latince kadın anlamına gelen “femine” sözcüğünden türetilen feminizm, Fransızcaya 1837’den sonra (feme-kadın sözcüğünden türetilerek), İngilizceye ise 1890’larda “womanism” (kadıncılık) ismiyle girmiştir.[2] Feminizm kadınların ait oldukları cinsiyet sebebiyle karşılaştıkları çeşitli kısıtlama ve baskılarla aralarında neşet eden ilişkiyi ve dil, din, sınıf, ulus vb. içerisinde kadınların yaşadığı problemleri inceleyen bir bilim alanıdır. Bu alan kendi içerisinde kadınların haklarının meşrulaştırılması, özel-kamusal alanlarda kadınların eylem/faaliyetlerinde eşit haklara sahip olması, karşı cinsler arasında her türlü sosyal, siyasal, ekonomik, sosyokültürel, sosyoekonomik ayrımın reddi ve toplumsal eşitliğin sağlanması gibi geniş başlıklar içermektedir. Feminizmin temel hedefi kadının özgürlüğünün ve temel haklarının korunması/sağlanması olsa da cinsiyetçiliğe karşı, cinsiyetçiliğin oluşturduğu sömürüyü sonlandırmak maksadını taşıyan bir hareket[3] olarak da tanımlanabilir. Feminizm, 18. yy’da İngiltere’de nüvelerini göstermiş, 1792’de yayımlanan Mary Wollstonecraft’ın “A Vindication of the Rights of Women” adlı eseriyle akademik saha içerisine dâhil edilmiştir.
[1] Muhittin Ataman, “Feminizm: Geleneksel Uluslararası İlişkiler Teorilerine Alternatif Yaklaşımlar Demeti”, Alternatif Politika, c. 1, sy. 1, Nisan 2009, s. 2.
[2] Sevim, Ayşe, Feminizm, İstanbul: İnsan Yayınları, 2005, s. 7.
[3] Hooks Bell, Feminism Is For Everybody Passionate Politics, Cambridge: South End Press, 2000, ss. viii-ix.
Yorumlar