Şahısların hayatlarının tamamını veya bir parçasını geçirmek üzere, bir iskan ünitesinden diğerine yerleşmek suretiyle yaptıkları coğrafi yer değiştirme hareketi,[1] birey ve toplumun anlam ve değer dünyasının değişimi.[2] Göç, kişinin sevdiklerini, yakınlarını, çocukluğunun geçtiği ve kişiliğinin oluştuğu köyünü, kasabasını, yurdunu, yuvasını, evini, barkını, ahrete göç etmiş aile bireylerinin mezarlarını terk etmesi demektir.[3]Modern devlet anlayışı çerçevesinde göçler yön açısından devletin sınırları esas alınarak iç göç ve dış göç (içten dışa, dıştan içe) diye ikiye ayrılmaktadır. İç göçler, bir ülke sınırları dâhilinde meydana gelen yer değiştirme hareketleridir. Kırdan kıra, kırdan şehre, şehirden şehre veya şehirden kıra yönelik olarak gerçekleşir. Kişilerin göç sebepleri birbirinden bağımsız ve farklıdır. Doğal afet, savaş ve güvenlik endişesiyle aldığı önlemler sonucu gerçekleşen zorunlu yer değiştir(t)me hareketleri de iç göç kapsamına girmektedir. Dış göç ise farklı sebeplerle bir ülke sınırlarını her iki yönde aşarak yapılan nüfus hareketleridir. Bu göçler gerçekleştiği yöne göre içten dışa göç veya dıştan içe göç şeklinde tanımlanmaktadır. Aynı olay bulunulan açıya göre farklı kavramlarla adlandırılmaktadır. Örneğin dış göç nüfus kaybına uğrayan devlet açısından dışa göç, göçmenin yerleştiği ülke açısından içe göç olarak ifade edilmektedir.[4]
[1] Nedim İpek, “Kafkaslar’dan Anadolu’ya Göçler (1877-1900)”, Ondokuzmayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, c. 6, sy. 1, 1991, s. 97. ; Nedim İpek, İmparatorluktan Ulus Devlete Göçler, Trabzon: Serander, 2006, s. 17.
[2] Süleyman Ekinci-Gökhan Tuncel, “Göç ve İnsan”, Birey ve Toplum, c. 5, sy. 9, Bahar 2015, s. 10.
[3] Nedim İpek, “Göçü ve Göçmeni Anlamak”, History Studies, 11/5, Ekim 2019, s. 1577.
[4] Nedim İpek, “Kaynakların Dilinde Göç Kavramı”, Karadeniz İncelemeleri Dergisi, sy. 17, Güz 2014, ss. 11-14.
Yorumlar