0

Son zamanlarda Tuna’daki Türk proto-Bulgar’ların göç yolları üze­rinde araştırma yapıldı. Marcianopol’da bulunan kubbeli otağ modeli­nin üstüne çizilmiş insan başı, hafif mongoloid husûsiyetleri ve sivri sa­kalı ile, Kudirge (Altay) petroglifleri (lev. X L I/a ) ve diğer îç Asya Türk eserlerinde görülen başları hatırlatır. Belki Saltov-Mayak kültürü çerçevesindeki taş mimârî geleneğine mümâsil bir alışkanlık olarak, Tuna proto-Bulgarları, bugünki Dobrucada, Pliska, Preslav ve Madara mevki­lerinde hâla harâbeleri duran, taşdan, saray, tapınak ve köprü gibi ya­pılar ve istihkâmlar inşâ etmişlerdi. Tuna proto-Bulgarları çevresinde, bazı Türkistan medeniyetleri tesirleri de bulunduğu anlaşılmakdadır. Bal­kan bölgesinde Bogomilism ile Trakya ve Sivas’da Paulicianism gibi Mâni dîni ile ilgili mezheblerin, Peçeneklerin getirdiği Türkistan tesir­lerine atfedildiğini söylemiştik. Son zamanlarda, Tuna bölgesi Türk proto-Bulgarların kalıntılarında da İç Asya medeniyeti hâtıraları sanılabilecek eserler çıktı. Buddhist veya Hindistan Jain ikonografisini hatır­latan şekilde; bağdaş kurmuş insan heykelleri (lev. X X X H /b ) ve Batı Türkistanda Ak-beşim tapınağına benzeyen bir tapınak bu meyândadır.

Türkistan kültürü ile ilgisi bulunan bir diğer proto-Bulgar eseri de Ku­rum Hanın kaya üzerine oyulmuş heykelidir (lev. X X X n /c ) . Kayaya tasvirler oymak sanatı İç Asyada çok eskidir (lev. X L y i/a , b ). Ancak kayaya oyulmuş, yandan görünen hükümdar tasviri bilhassa Sâsânî Farsda mevcûd idi. Milâdî V. yüzyılda Farsın kuzeyine akın eden Hun-Türk boyları Fars tesirleri altında olabilirdi. Kurum Han tasvirlerinde bazı Bizans ikonografik unsurları da görülür. Ancak, Kurum Han, Fars kaya kabartmalarında, gibi, yandan görünüşte ve bir mabûddan kut alır­ken temsil edilmemiştir, fakat Türkistan geleneğinde, dörtte üç veçhede görülerek, elinde kadeh ile tasvir edilmişti. Kurum Hanın uzun saçları ve kıyâfeti de Türk ikonografisi çerçevesindedir.

Türk proto-Bulgar’ların bir bölümü de Etil kıyılarında yurt kur­ muştu. Bugünki Başkurt ilinde, Gafûr-köyde yeni bulunmuş. VI.-VHI. yüzyıllardan tunç maskelerde (lev. X X X H /a ), belki bu erken Kuzey-Batı Türklerinin, kısmen mongoloid, kısmen europeoid. veçhelerini gör­ mekteyiz. Etil proto-Bulgar çevresinde, daha geç devirden, X-yüzyıldan sanı­lan Tıgaş tapınağı (lev. X X X JH /d), müdevver şekilde, iç-içe iki ağaç çıtden müteşekkil sâha içinde, kütüklerden yapılı bir evden ibâretti. İlk devirde burada müşahhas şekilde put bulunmadığı anlaşılır. Az sonra, aynı sâhada, taşdan bir kale ve köşk ile ikinci bir tapınak inşâ edilmişdi. Bu ikinci tapınakda yere kakılmış bir kütüğün tepesi insan başı şeklinde yontulmuşdu ve muhtemelen bir put teşkil ediyordu.

Ural bölgesindeki Başkurtlar, ise X. yüzyılda sayısı oniki olan ta­biat tanrılarına tapıyorlardı (kış, yaz, yağmur, yel, ağaç, adam, at, su, gece, gündüz, ölüm, toprak ve gök). Başkurtlar yılanlara, balıklara ve turnalara da tapmakta idiler.

Kaynak:

Emel Esin, İslamiyetten önceki Türk kültür Tarihi ve İslama giriş (Türk kültürü el kitibı, II, cild l/b’den ayrı basım, Edebiyat Fakültesi Matbaası İstanbul 1978, s. 81-82

Türkçe Tarih

Sarmat Savaşçılarının Eğitimleri

Önceki yazı

Lisanın sadeleşmesi

Sonraki yazı

Bu yazılar da ilginizi çekebilir

Yorumlar

Bir yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha fazla yazı Tarihte Türkler