2

1-27 — Xoş keldiñ, Jak**!**

1-27 — Hoş geldin, Jacques!

— Sälem, Jak! Joğarı şıq! Sen keşe küni boyı kitapxanada bolıpsıñ?

— Ïä, rïza boldım, köp jaqsı kitaptar taptım, eki maqala jazdım, keşe keş keldim.

— Köp jumıs istepsiñ ğoy, eki maqala jazıpsıñ, şarşapsıñ, bügin demalw kerek.

— Şarşamadım, biraq bügin demalğım keledi.

— Ärïne, durıs, demal. Men sağan Medew muz aydının (1) körsetkim keledi. Qazir dostarım keledi. [esik qaqtı] Sälem, joğarı şığıñızdar. Sara qayda? Ol nege kelmedi?

— Ol keldi, tömende tur.

— Jak, Murat pen Mağaz meniñ jaqsı dostarım.

— Xoş keldiñ, Jak!

— Raqmet.

— Selam, Jacques! İçeri gir! Sen dün bütün gün boyunca kütüphanede olmuşsun?

— Evet, memnun (razı) oldum, çok güzel kitaplar buldum, eki makale yazdım, dün akşam geldim.

— Çok çalışmışsın yahu, iki makale yazmışsın, yorulmuşsun, bugün dinlenmelisin (nefes almak gerek).

— Yorulmadım, ama bugün dinlenmek istiyorum (dinlenesim geliyor).

— Elbette, doğru, dinlen (dem-nefes al) . Ben sana Medev buz gölünü göstermek istiyorum. Şimdi dostlarım geliyor. [kapı çaldı] Selam, içeri girin. Sara nerede? O niye gelmedi?

— O geldi, aşağıdadır.

— Jacques, Murat ile Mağaz benim iyi dostlarım.

— Hoş geldin, Jacques.

— Hoş bulduk (teşekkürler).

(1) Kazakçada 3. şahıs iyelik eklerinden sonra gelen belirtme hali eki sadece n olur. “herhangi bir kitabı”>kitap+tı, onun kitabı>kitabın, senin kitabını>kitabıñ, kitabımı>kitabım

Çokluk Eki: Ünlü uyumuna göre -tar-dar-lar ya da -ter-der-ler olur. Sert ünsüzle bitiyorsa -tar-ter, yumuşak ünsüzle bitiyorsa -dar-der, ünlüyle bitiyorsa -lar-ler olur (r ile bitiyorsa da lar-ler olur).

1 – Bul meniñ balam. Bul meniñ balalarım.

Bu benim çocuğum. Bunlar benim çocuklarım.

2 – Bul muğalim. Bular muğalimder.

Bu öğretmen. Bunlar öğretmenler.

3 – Mınaw bizdiñ dosımız. Mınawdar bizdiñ dostarımız.

İşte bu bizim dostumuz. İşte bunlar bizim dostlarımız.

4 – Ol meniñ ağam. Olar meniñ ağalarım.

O benim abim. Onlar benim abilerim.

5 – Bul onıñ süreti. Bular onıñ süretteri.

Bu onun resmi. Bunlar onun resimleri.

6 – Bul seniñ kilemin. Bular seniñ kilemderin.

Bu senin halın (kilimin). Bunlar senin halıların.

7 – Ol jaqsı jigit. Olar jaqsı jigitter.

O iyi adam. Onlar iyi adamlar.

8 – Bul qağaz emes, gazet. Bular qağazdar men gazetter.

Bu kağıt değil, gazete. Bunlar kağıtlar ile gazeteler.

9 – Sen karındastı al. Sen karındastardı al.

Sen kalemi al. Sen kalemleri al.

10 – Sen qayda turasıñ? Sender qayda turasıñdar?

Sen nerede duruyorsun/yaşıyorsunuz? Siz (sizler) nerede duruyorsunuz (duruyorsunlar)?

11 – Siz ne isteysiz? Sizder ne isteysizder?

Siz ne yapıyorsunuz (işliyorsunuz)? Sizler ne yapıyorsunuz[lar]?

Duyulan Geçmiş Zaman ve Olumsuzu

1 – Sen keşe kelipsin. Sen keşe kelmepsin.

Sen dün gelmişsin. Sen dün gelmemişsin.

2 – Sara onı suraptı. Sara onı suramaptı.

Sara onu sormuş (sora-mış). Sara onu sormamış.

3 – Siz erte jumısqa barıpsız. Siz erte jumısqa barmapsız.

Siz yarın işe gidecekmişsiniz. Siz yarın işe gitmeyecekmişsiniz.

4 – Ol bul küytabaqtı tabıptı. Ol bul küytabaqtı tappaptı.

O, bu plağı bulmuş. O, bu plağı bulmamış.

5 – Olar bir xattı jazıptı. Olar bir xattı jazmaptı.

Onlar bir mektup (mektubu/hat-ı) yazmış. Onlar bir mektup yazmamış.

6 – Keşe sender Medewdi köripsiñder. Keşe sender Medewdi körmepsiñder.

Dün siz Medev’i görmüşsünüz. Dün sizler Medev’i görmemişsiniz.

7 – Sizder qımızdı işipsiñder. Sizder qımızdı işpepsiñder.

Sizler kımızı içmişsiniz. Sizler kımız içmemişsiniz.

8 – Biz küni boyı uyıqtappız. Biz küni boyı uyıqtamappız.

Biz gün boyu uyumuşuz. Biz gün boyu uyumamışız.

9 – Sen Parijde francwzşa söylepsiñ. Sen Parijde francwzşa söylemepsiñ.

Sen Paris’te Fransızca konuşmuşsun. Sen Paris’te Fransızca konuşmamışsın.

10 – Siz maqalanı jazıpsız. Siz maqalanı jazmapsız.

Siz makaleyi yazmışsınız. Siz makaleyi yazmamışsınız.
*3. şahsa gelen -tı-ti eki aslında -tır-tir’den bozmadır. Günümüzde Azerbaycan Türkçesinde -ıp-ip’li işitilen geçmiş zamanın 3. şahsını eksiz olarak görüyoruz. “İŞİD kraliçanı hədəfə alıb”. Haberlerde işitilen geçmiş zamandan ziyade görülen geçmiş zaman yerine de kullanılmaktadır. “İŞİD kraliçeyi hedefe aldı” gibi. Osmanlı Türkçesinde de yine -tur-dur-tır-tir-dır-dir-dür ekinin 3. şahıs için kullanıldığını görüyoruz. “Gönül Hayran Oluptur (olmuştur/olmuş/oldu)”. Yunus Emre’nin bu şiiri Kazakçaya aktarılsa muhtemelen adı şöyle olurdu: “Köñil qayran bolıptı”

-MELİ-MALI (gereklilik): Gereklilik fiilin mastar haline (-w) kerek sözü eklenerek yapılır. Mesela “sağan kelw kerek” cümlesi birebir aktarılırsa “sana gelmek gerek” olur; ancak bizde şahıs eki, -me-ma mastarının ardına gelerek cümleyi “[senin] gelmen gerek” haline getirir. Hatta “gelmelisin” dememiz de mümkün.

1 – Ol köp jazbaydı. Oğan köp jazw kerek.

O çok yazmıyor. Onun çok yazması gerek. (Ona çok yazmak gerek)

2 – Men jumıs istemeymin. Mağan jumıs istew kerek.

Ben çalışmıyorum. Benim çalışmam lazım.

3 – Sen bul filimdi kördiñbe? Sağan bul filimdi körw kerek.

Sen bu filmi gördünmü? Sen bu filmi görmelisin.

4 – Biz üyge qaytmaqpız. Bizge üyge qaytw kerk.

Biz eve döneceğiz (dönmeye niyetimiz var). Bizim eve dönmemiz gerek.

5 – Sender kinoğa barıñdar. Senderge kinoğa barw kerek.

Siz sinemaya gidin. Sizin sinemaya gitmeniz gerek.

6 – Siz bügin ïnstïtwtqa keliñiz. Sizge bügin ïnstïtwtqa kelw kerek.

Siz bugün üniversiteye (bölüme) geliniz. Sizin bugün bölüme gelmeniz gerek.

7 – Ol Almatığa baradı. Oğan Almatığa barw kerek.

O Almatı’ya gidecek. Onun Almatı’ya gitmesi gerek.
*oğan: ona, sağan: sana, mağan: bana. İlk bakışta bizdekinden biraz farklı gibi duruyor, ancak kökenlemesini verince açıklığa kavuşacaktır. İlk önce şunu bilmek gerek, “sana, ona, bana” dediğimizde aradaki o sessiz harf n değildir, aslında orada bir geniz n’si var, yani ñ. Bu ses g ile n arasında olduğundan bazen g’ye bazen de n’ye kaymaktadır. Yazı dilinde ñ harfi tamamen kaldırılmış ve yerini istisnasız n almıştır. Ancak Anadolu ağızlarında ñ sesini duymak mümkündür, hatta Kazakçadaki gibi bu ses ğ (Kazakçada sert, bizde yumuşak g) sesine kaymıştır. Eminim sizin de arada “bana bak” yerine “bağa bah” dediğiniz oluyordur. Kazak Türkçesinde bir de bu sözlerin sonuna fazladan bir n sesi gelmiştir. sağa>sağan, bağa>mağan, oğa>oğan.

Türkçe Tarih

İngilizler, Atatürk’ü severmiş(miş)…!

Önceki yazı

Kazakça Dersleri – 6

Sonraki yazı

Bu yazılar da ilginizi çekebilir

2 Yorumlar

  1. selam. türkçə yazdım ama azerbaycan türkçəsinde ve ya ingiliscədə yaza bilerdim. teki kazakçanı iyice öyrenmek üçün onlin öyretmeni nasıl elde etmek olar?

  2. Merhum Kadir Mısıroglu bir hadise anlatmıştı. Adı Muhammed olan biri, bir genci öldürür. Ölen genci anası haberi aldığında,
    -Ula Muhammed! “aduğan” (adına) yazuk! Ben sağa ne diyeyim?
    Saña= Sağan,
    Baña= Bağan
    şeklindeki güzel açıklamanıza da uygun düşüyor. En bay lehçelerimizden biri olan Kazakça’yı öğretmekteki gayretinizden ötürü Allah sizden razı olsun. Keşke YouTube videoları da yapsanız.

Bir yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha fazla yazı Kazakça Dersleri