SOHBETLERİ SIK SIK DİNLEMEK FAYDANIZA OLACAKTIR.
1-10 — Bügin waqıtım joq
1-10 — Bugün vaktim yok
— Allo!
— Sälemetsiz be, apa? Men Jakpın.
— A-a-a, Jak! Qalaysız? Jaqsı uyıqtadıñız ba?
— Raqmet, apa. Öte jaqsı uyıqtadım. Keşegi et mağan unadı. Raqmet.
— Bügin waqıtıñız bar ma? Tağı keliñiz, kespe isteymin.
— Raqmet, apa, bügin waqıtım joq, jumısım bar. Ospan üyde me?
— Ïä, üyde, ol äli uyqıda, qazir oyatamın.
— Joq, apa, oyatpañız! Ospanğa aytıñız bügin qonaq üyde bolmaymın, keş kelemin. Erteñ telefon soğamın.
— Jaraydı aytamın.
— Saw bolıñız, apa.
— Saw bol, Jak.
— Alo!
— Merhaba, teyze. Ben Jacques’ım.
— Aaa, Jacques! Nasılsınız? İyi uyudunuz (“uyukladınız”) mı?
— Teşekkürler, teyze. Çok iyi uyudum. Dünkü eti beğendim (et bana hoş geldi). Sağ olun.
— Bugün vaktiniz var mı? Yine (dahı/daha) geliniz, kesme yaparım.
— Teşekkürler, teyze, bugün vaktim yok, işim var. Osman evde mi?
— Evet, evde, o hala uyuyor (uykuda), şimdi uyandırırım (“uyatırım”).
— Hayır (yok), teyze, uyandırmayın (uyatmayınız)! Osman’a deyin bugün otelde olmayacağım, akşam (“geç”) geleceğim. Yarın (erte) telefon açarım (“sokarım” = vururum).
— Pekiyi (“yarar”), söylerim.
— Görüşmek üzere (“sağ olunuz”), teyze.
— Görüşürüz, Jacques.
soğw: Etimolojik olarak sokmak ile aynı kökten geliyor ama anlamı vurmaktır. Telefon sokmaktan kastı ise telefon vurmak yani çaldırmaktır. Çalmak sözünün asıl anlamının da vurmak olduğu düşünülürse telefon soğw ile telefon çalmak arasındaki bağlantı kolayca anlaşılacaktır.
kespe (kesme): Kazakların bir çeşit erişte yemeği. Uygur lagmanına benzer.
saw bol: görüşürüz, esen kal, sağ kal (Birebir çevirisi “sağ ol” olan bu söz Kazakistanda teşekkür etmekten ziyade elveda demek için kullanılmaktadır. Ayrılan kişinin sağ gitmesinin dileğidir.)
EMES: DEĞİL
1 – Ol däriger. Joq, ol däriger emes, ol muğalim.
O doktor. Hayır, o doktor değil; o öğretmen.
2 – Bul qızıl karındas. Joq, bul qızıl karındas emes, bul kök karındas.
Bu kırmızı kalem. Hayır, bu kırmızı kalem değil; bu mavi kalem.
3 – Olar ïnstïtwtte. Joq, olar ïnstïtwte emes, olar dükende.
Onlar üniversitede. Yok, onlar üniversitede (bölümde) değil; onlar dükkanda.
4 – Ol ïnjener . Joq, ol ïnjener emes, ol agronom.
O mühendis. Hayır, o mühendis değil; o tarım uzmanı.
5 – Siz egdesiz. Joq, siz egde emessiz, siz jassız.
Siz orta yaşlısınız. Hayır, siz orta yaşlı değilsiniz, siz gençsiniz.
6 – Sender qalada turasıñdar. Joq, qalada emes, sender awılda turasıñdar.
Siz şehirde kalıyorsunuz. Yok, şehirde değil, siz köyde kalıyorsunuz.
7 – Onıñ atı Särsen. Joq, onıñ atı Särsen emes, onıñ atı Mağaz.
Onun adı Sersen. Hayır, onun adı Sersen değil; onun adı Mağaz.
8 – Ol kişkentay boldı. Joq, kişkentay emes, ol ülken boldı.
O küçük oldu. Hayır, küçük değil; o büyük oldu.
9 – Men bügin üydemin. Joq, üyde emespin, men bügin jumıstamın.
Ben bugün evdeyim. Hayır, evde değilim; ben bugün işteyim.
10 – Sen jazwşısın. Joq, jazwşı emessin, sen korrespondentsin.
Sen yazarsın (yazıcısın). Hayır, yazar değilsin; sen muhabirsin.
11 – Läzetttin äkesi uşqış. Joq, Läzettin äkesi uşqış emes, ol ïnjener.
Lezet’in babası pilot. Hayır, Lezet’in babası pilot değil; o mühendis.
Yorumlar