0

Damat Ferit Paşa, IV. Sadareti öncesinde “İttihatçılık”, “Bolşeviklik”, “Yalancı Milliyetçilik”le itham ettiği Kuvâ-yı Milliyetçileri, IV. Sadaretinde “Hükümetin Beyannamesi”, “Padişahın Hatt-ı Hümayunu” ve Şeyhülislam Dürrizâde Abdullah Efendi’ye çıkartmış olduğu “Fetvâ-yı Şerife” aracılığıyla etkisiz hale getirmeye çalışmıştır. Özellikle Dürrizâde’nin çıkardığı Fetvâ-yı Şerife aracılığıyla Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları; “dinsizlik”, “devlete ve millete düşmanlık”la suçlanmış, nihayetinde de öldürülmelerinin “farz” olduğu Anadolu insanına duyurulmuştur. Böylelikle halkın dini duyguları siyasi hesaplar uğruna kullanılmaya çalışılmıştır.

Damat Ferit Paşa, Kuvâ-yı Milliye Hareketini tenkil etmek maksadıyla bir de Kuvâ-yı İnzibatiye adını verdiği birlikler vücuda getirmiştir. İngilizler tarafından da desteklenen bu birlikler sayesinde Kuvâ-yı Milliye’nin ortadan kaldırılmasını sağlamaya çalışmış fakat başarılı olamamıştır. Nihayetinde bütün çabalarına rağmen üstesinden gelemediği Kuvâ-yı Milliye Hareketi’ni bu sefer hukuki yönden mahkum etme yolunda çalışmalara girişmiştir: Öncelikle 1. Divân-ı Harbi Örfi’nin başına Nemrut Mustafa Paşayı getirmiştir. Nemrut Mustafa Paşanın başkanlık ettiği 1. Divân-ı Harbi Örfi, Mustafa Kemal Paşa ve yakın arkadaşları başta olmak üzere pek çok Kuvâ-yı Milliye mensubunu, memleketin kurtuluşu için mücadele etmek “suçundan” yargılayıp idam dahil olmak üzere çeşitli cezalara çarptırmıştır: İlk olarak Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları gıyaben yargılanmışlar ve “Mülkiye Ceza Kanunname-i Hümayunu” gereğince (24 Mayıs) “idamlarına” karar verilmiştir. Ardından Fevzi Paşa (27 Mayıs), onun ardından da aralarında İsmet Bey, Rıza Nur ve Hamdullah Suphi gibi önemli simalarında bulunduğu 17 kişi yargılanmış ve (15 Haziran) “idama” mahkum edilmişlerdir. Böylelikle Büyük Millet Meclisinin ilk İcra Vekilleri Heyeti üyeleri, başkanı Mustafa Kemal Paşa da dahil olmak üzere 1. Divân-ı harbi Örfi Riyaseti, nihayetinde de Sultan Vahdettin tarafından idama mahkum edilmiştir. Bu mahkumiyet neticesinde de “idama mahkum edilmiş bir Hükumet” ile karşı karşıya kalınmıştır.

Damat Ferit Paşa’ya göre memleketin kurtuluşu için işgallere sessiz kalınması, “büyük devletlerle” iyi ilişkiler içerisinde olunması gerekmektedir. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları da, bu “iyi ilişkiler kurma” yolunda büyük bir engel olarak görülmektedir. Fakat bağımsızlığa gölge düşüren bu işgallere sessiz kalmayıp bilfiil mücadeleye girişmeyi gerekli gören ve canların feda edilmesi neticesinde de olsa, işgalci kuvvetlerin değil Anadolu’nun iradesine göre, “milli iradeye müstenit” bağımsız bir hayat sürmek isteyen Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, Damat Ferit Paşanın bütün engellemelerine rağmen azimle mücadelelerine devam etmişler ve nihayetinde de “tam bağımsız” bir Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmayı başarmışlardır.

Türkçe Tarih

Aziziye Harikası

Önceki yazı

Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi

Sonraki yazı

Bu yazılar da ilginizi çekebilir

Yorumlar

Bir yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha fazla yazı Milli Mücadele