Mütareke sonrası 1919 Ocak ayından itibaren Fransızlar Çukurova Bölgesini, İngilizler ise Antep, Urfa, Maraş’ı işgale başladılar. 15 Eylül 1919 tarihinde vardıkları anlaşmaya göre İngilizler, Filistin ve Irak’a; Fransızlar da Suriye ve Lübnan’a mandater devlet olarak yerleşme kararı alınca İngilizler işgal ettikleri yukarıdaki Türk şehirlerini Fransızlara bıraktılar. Ekim sonu ve kasımın başında Maraş, Urfa ve Antep’te Fransız işgali başladı. Fransızlar işgal ettikleri yerlerde halka görülmedik zulüm yapıyordu. Özellikle yerli Ermenilerin fırsatı ganimet bilip silahlı çetelerle Türklere yönelik katliamlarına Fransızların göz yumması hatta el altından teşvik etmesi, Türkleri nefs-i müdafaaya mecbur etti. Kısa sürede Ermeni ve Fransızlara karşı Kuvâ-yı Millîye teşekkül etti, millî cepheler kuruldu. Ermeni çetelerine ve Fransız işgaline karşı halk yediden yetmişine mücadeleye başladı. [1]
Adana Cephesi
Fransız kuvvetleri,11 Aralık 1918’de Dörtyol’u, 17 Aralık 1918’de Mersin’i, 19 Aralık 1918’de Tarsus’u ve 21 Aralık 1918 tarihinde de Adana’yı işgal ettiler. Fransız işgali kuzeye doğru genişlemiş Pozantı, Ceyhan, Kozan, Osmaniye Bölgesini de içine almıştır. İşgalin başlaması ile birlikte Adana ve havalisindeki halkın bir kısmı bölgenin kuzeyine doğru İç Anadolu’ya göçe başlamıştır. İşgali takiben Fransız yetkilileri, isteklerini yerine getirmeyen mahallî ve mülkî idare amirlerini görevden almış yerine Fransız ve Ermeni idarecileri almıştır. [2] Güney Cephesinde, Ermenilerle Fransızların çalışmalarına karşı Kuvâ-yı Millîye’nin başarıları faaliyetleri neticesinde Fransızlarla 20 Ekim 1921’de Ankara Antlaşması imzalandı. Fransızların bu antlaşmayı imzalamasında etkili olan diğer hususta Suriye’deki Arap ayaklanmasıydı. Vaktiyle aldattıkları Araplar, bunun farkına varınca Suriye’de Fransızlara karşı ayaklanmışlardı. Kuzeyden Kuvâ-yı Millîye, güneyden Arap kuvvetlerinin baskı ve ateşi altında kalan Fransa antlaşma yapıp, 5 Ocak 1922’de Adana’dan çekildiler. [3]
Maraş Cephesi
Fransızlar Adana’yı İşgal ettikten sonra, doğuya doğru ilerleyerek 22 Şubat 1919’da Maraş’a girmişlerdir. Fransız işgalinin İngiliz işgalinden daha katı olması Ermenilerle iş birliği yapması ve bunların yaptığı zulümlere göz yumulması bölgede Fransızlara karşı sert bir tepkinin doğmasına yol açmıştır. Özellikle 31 Ekim 1919 Günü, bir kadının peçesini yırtan ve iki kişiyi silahla yaralayan Ermenilere karşı, Uzunoluk Camisi imamı Sütçü İmam’ın silahıyla ateş ederek Ermenilerden birini öldürmesi Maraşlı yurtseverleri harekete geçirmiştir.
Bu olay, işgal kuvvetlerinin baskıyı daha da artırmasına neden olmakla birlikte Maraş’ta direnişin de sembolü olmuştur. [4] Mustafa Kemal Paşa, 11 Şubat 1920’de Adana, Pozantı ve Maraş’taki millî kuvvetlere taarruz emri verdi. Fransızlar durumun kendileri için kötüye gittiğini görünce 11 Şubat’ta şehri boşattılar. Ermeniler önce Maraş kuzeyindeki Zeytun havalisinde savunma tedbirleri aldılar. Fakat daha fazla dayanamayarak 22 Haziran 1921’de teslim oldular. [5]
Antep Cephesi
1919 yılı sonunda Antep’te pasif bir direnme başladı. Mustafa Kemal Paşa tarafından gönderilen Süvari Yüzbaşı Kâmil Bey (Albay Polat) Kilis’te millî kuvvet kurarak, Fransızlara 18 Şubat 1920’den itibaren baskınlar yapmaya başladı. Teğmen Şahin (Sait) millî kuvvetlerle (Boynu yoğun Memik ve Karayılan) 3 ve 18 Şubat günleri Antep’e gelmekte olan iki Fransız taburunu durdurdu. Fransızlar bir alay daha getirerek yolu açabildiler. “Düşman ancak benim ölüm üzerinden geçebilir” diyen Teğmen Şahin şehit oldu. [6] 11 Ağustos 1920’de başlayan Fransız kuşatmasına karşı Antep halkı kahramanca savaşmıştır. Bir sonuç alamayan Fransızlar ilave kuvvetler alarak 21 Kasım 1920’de ikinci kuşatmayı başlatmıştır. Şehrin dışarı ile bağlantısını kesen ve halkı aç susuz bırakan Fransızlar 8 Şubat 1921’de Antep’i ele geçirmişlerdir. [7]
Urfa Cephesi
Urfa’da, diğer güney illeri gibi önce İngilizler ve daha sonra Fransızlar tarafından işgal edildi. İşgal ordusunun tedhiş hareketi, Ermeni azınlığı ile iş birliği yaparak can ve mal güvenliğini ihlâl etmeleri, Urfalıları ayaklandırdı. Yüzbaşı Ali Saip beyin kumandasında 3000 kişilik millî kuvvetler, 9 Şubat 1919’da Urfa’nın yarısını aldı. Kanlı çarpışmalar 8 Nisan’a kadar sürdü. Kendilerine takviye almaları da imkân verilmeyen Fransız birlikleri 10 Nisan 1920’de Urfa’dan Suruç istikametinde hareket ederek, Urfa’yı boşaltmaya mecbur oldu. Urfa’da, tek başına bir Türk şehri olarak, bir devlete karşı savaşmış ve zafer elde etmişti. Adana, Maraş, Urfa ve Gaziantep, Güney Anadolu’nun kahramanlık destanlarını tarihe yazan, millî şu’ûrun uyandırdığı ateşleri söndürmeyen Millî Mücadelenin eşsiz örneklerinden birkaçıdır. Bu kahramanca çarpışmalar, Fransızlara Türk davasının ne olduğunu göstermiştir. Türklüğün, hür yaşamak azim ve kararında olduğunu dünyaya ilan etmiştir. Bu şerefli mücadele, Ankara Îtilafnâmesini (Anlaşmasını) doğurmuştur. [8]
Makale Kaynakçası:
[1] – Nuri Köstüklü, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, C1, Eskişehir, 2012, s.142
[2] – Durmuş Yalçın, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, C.1, Ankara, 2008, s.245
[3] – Enis Şahin, Haluk Selvi, Mustafa Demir, İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Sakarya, 2006, s.158
[4] -Temuçin Faik Ertan, Başlangıçtan Günümüze Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Ankara, 2014, s.128
[5] – Dursun Gök, Osman Akandere, Osman Sönmez, Yaşar Semiz, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Konya, 2003, s.254
[6] – Fahri Belen, Türk Kurtuluş Savaşı, Yay. Haz. Enis Şahin, İstanbul, 2014, s.178
[7] – Durmuş, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, C.1, Ankara, 2008, s.245
[8] – Hamza Eroğlu, Türk İnkılap Tarihi, Ankara, 1990, s.165
Nuri Köstüklü, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, C1, Eskişehir, 2012
Durmuş Yalçın, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, C.1, Ankara, 2008
Enis Şahin, Haluk Selvi, Mustafa Demir, İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Sakarya, 2006
Temuçin Faik Ertan, Başlangıçtan Günümüze Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Ankara, 2014
Dursun Gök, Osman Akandere, Osman Sönmez, Yaşar Semiz, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Konya, 2003
Fahri Belen, Türk Kurtuluş Savaşı, Yay. Haz. Enis Şahin, İstanbul, 2014
Hamza Eroğlu, Türk İnkılap Tarihi, Ankara, 1990
Yorumlar