0

15 Haziran 1826 günü Osmanlı ordusunun mühim unsuru olan yeniçeri ocağı yine isyana kalkışmış ancak bu kez isyana hazırlıklı olan Sultan II. Mahmud ve ona tâbi askerler, devlet erkânı, ulema ve ahali tarafından kanlı bir şekilde bastırılmıştı.

Yeniçeri Ağası Ağa Hüseyin Paşa – Talha Hızal arşivi

Usta ve karakullukçu – Talha Hızal arşivi


Üç gün boyunca sürecek olan yeniçeri avı 6000’i aşkın yeniçeri askerinin idamıyla, Aksaray’da bulunan kışlalarının tamamen imhasıyla sonuçlanacaktı. Bunun yanı sıra askeri sistem ve devlet sistemi büyük değişikliklere uğrayacaktı.

İzmir gazete tercümesi – Talha Hızal arşivi


Dönemin yabancı neşriyat yapan İzmir adlı gazetesinde misli görülmemiş bir hadise olarak anlatılan yeniçerilerin son isyanına karşı II. Mahmud halkın, medreselilerin, tersane, topçu ve humbaracı askerlerinin desteğini almıştı. Şeyhülislam’ın isyan eden yeniçerilerin katledilmesinin vacip olduğuna dair fetvası üzerine İstanbul’un tüm mahalle ve köylerinden halk ellerinde silahlar ile Sultanahmed meydanındaki sancak altında toplandılar.

Odabaşı – Talha Hızal arşivi

Yeniçeri kapısı 1954. arkada Molla Fenari İsa Camii – Talha Hızal Arşivi


Halkı yeniçerilere karşı kışkırtmakta bazı yeniçerilerin haç dövmeleri yaptıkları, Kur’an-ı Kerim sayfalarına orta nişanlarını çizdikleri ve bu sayfalardan birinin Firavun’un helakı ile ilgili ayetin olduğu sayfaya denk gelmesi propagandası etkili olmuştur.

4 Et meydanı 1944 – Talha Hızal arşivi

Et meydanı 1966 – Talha Hızal arşivi

Karacehennem İbrahim Ağa komutasındaki birliklerin top ateşleri ile Et Meydanı yangın yerine döndü. Habere göre yanmaktan kaçmak isteyen yeniçeriler kılıçla öldürüldü. Yangının dumanının ve asilerin feryatlarının Beyoğlu’ndan görüldüğü, duyulduğu vakidir. 19 Haziran’a kadar devam eden çatışmalarda yeniçerilerden 6000’e yakın asker, II. Mahmud taraftarından ise 87 kişi hayatını kaybetmiştir. Padişahın dahi elinde palayla savaştığını anlatan yazı, bu olayın Deli Pedro’nun İsterliç askerlerini yok etmesindeki ünü geçtiğini söylüyor.

Orta alametleri – Talha Hızal arşivi

19 Haziran’dan sonra da yakalanan yeniçeriler idam edilmek üzere sürgüne gönderildiklerine dair yüzlerce emir vardır. Yine İstanbul’da başıboş gezenler, serseriler de memleketlerine gönderildiler. Ayrıca sokak köpekleri de şehirden gönderildi.

Bu vakada II. Mahmud’a en büyük desteği veren Meşihat makamına yeniçeriler ağasının konağı olan Ağa Kapısı, Bab-ı Fetva olarak verildi. Yeniçerileri anımsatacak nişan, alamet, mehter marşı, cirit oyunu, meddah, Karagöz-Hacivat yasaklandı. Kahvehaneler kapatıldı. Yine Bektaşilik kapatılarak, bazı babaları öldürüldü. Çoğunluğu da sürüldü. Yeniçerilerin destekçilerinden kayıkçı, ırgat, hamallar sürüldü. Hamal işini Ermeniler alarak bu meslekte uzun yıllar kalıcı oldular. Ocağın kaldırılmasından sonra Anadolu’da ve özellikle Rumeli’deki vali ve kadılar kendi bölgelerinde kaç yeniçeri öldürdüklerini ve ahalinin ocağın kaldırılmasındaki memnuniyetlerini bildirmişlerdir.

Günümüz tarihçiliği için üzüntü veren bir olay ise yeniçerilere dair belge ve bilgilerin hamamlarda yakılmasıdır. Bu husustaki bir belge Ayasofya hamamında yeniçeri defterlerinin yakıldığını bildiren metindir. Özellikle bu defterlerin metinde “bî-lüzûm” olarak değerlendirilmesi günümüzden bakınca ne kadar üzücü oluyor.

En kesin ve acı sonuç ise devletin merkezi ordusunun ortadan kaldırılması ve yeni kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusunun tam oturamaması üzerine Ruslara karşı alınan mağlubiyet ve Yunanistan’ın bağımsızlığına giden süreci hızlandırması oldu.

Gazete haberinde geçen “Devlet-i aliyye’nin işbu vak’a sebebiyle izzet-i şânına bir tarih-i cedîd mebde olacağı me’mûldür” cümlesinin geleceği okuyan bir cümle olduğunu söylememiz mümkün. Devletin şanının izzetine ne kadar yeni bir başlangıç yeri olduğu şüpheli de olsa devamındaki çoğu hadise ve gelişme için başlangıç yeri olmuştur.

Yeniçeri Defterlerinin Yakılması – Talha Hızal Arşivi

Hacı Ömer’e Kalebent Cezası – Talha Hızal Arşivi

İznidmid – Talha Hızal arşivi

Ocağın kapatılması ile ilgili dönemin dört belgesini okunuşu ile bu belgelerin yorumlama ve anlatımını yaptığım diğer video için bkz:

Talha Hızal
1990 senesinde Tarsus’ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Malatya ve Aydın’da tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümünü 2013 senesinde bitirdi. 2014-2015 senelerinde Harp Akademisi Komutanlığı Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Harp Tarihi ve Strateji bölümünden özel öğrenci statüsünde yüksek lisans dersleri aldı. 2015 senesinde başladığı yüksek lisans eğitimini 2018 senesinde Prof. Dr. Hasip Saygılı danışmanlığında hazırladığı “Menteşe (Muğla) Sancağında Eşkıyalık (1914-1918)” adlı tezle tamamladı. 2013 senesinden itibaren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Enstitü İstanbul İSMEK bünyesinde Osmanlı Türkçesi Öğretmeni olarak çalışmaktadır. Osmanlı Diplomatikası, İstanbul şehir tarihi ve kültürü, Cihan harbinde eşkıyalık ve casusluk, harp tarihi, asayiş tarihi gibi konular hakkında araştırmaları mevcuttur. Halen ismini taşıyan YouTube kanalında farklı dönemlere ait Osmanlı Arşiv Belgeleri okumaları ve yorumlamaları yapmaktadır.

Fetihten Sonra İstanbul’un İskânı / Galata’da Vakfedilen Hanenin Askere Verilmesi Beratı

Önceki yazı

Yunanistan’ın İzmir’i İşgaline önayak olan Osmanlı Rumu milyarder: Sir Basil Zaharoff

Sonraki yazı

Bu yazılar da ilginizi çekebilir

Yorumlar

Bir yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha fazla yazı Belgelerle Tarih Okuması