0

İstanbul fetihten sonra iskân ve imar noktasında çok büyük gelişmelere ihtiyaç duymuştur. Bu kadim şehir, 1204 Latin istilasından sonra çok büyük bir yıkıma maruz kalmış ve süregelen yıllar içinde metruk evler, atıl binalar, boş arsalarla dolu bir enkaza dönüşmüştü. 1400’lü yıllarda şehre gelen seyyahların ortak kanaati ev dokusunun düşüklüğü, su sarnıçlarının yıkıntısı, içinde meskûn yerlerden çok boş arazilerin olduğu, kısmen bir köy durumuna dönmüş bir şehir durumundaydı. Fetihten sonra yapılacak işlerin başında belki de en önemlisi bu atıl hale gelmiş şehri imar etmek idi.

Cristoforo Buondelmonti’nin Kostantiniyye haritası – Talha Hızal arşivi

Şehrin imarı yanında nüfusun artırılması için Anadolu’dan Türkler getirilerek şehre iskân edilmeye çalışıldı. Şehirden ayrılan Rumların geri kazanılması için de çeşitli politikalar uygulanmış, bu kişiler yağmalanmamış bölgelere yerleştirilmişlerdi. Anadolu’dan gelen Türklerin bir kısmının vergi ve şehir yaşayışına uymaması nedeni ile İstanbul’u terk etmeleri (günümüzden bakınca ne ilginç şey), şehre geri çağrılan Rumların ise bir kısmının gelmemeleri üzerine boşta kalan hane ve arsalar resmi olarak hazineye intikal etmiştir. Mevkuf yani vakfedilmiş olan bu haneler de Anadolu’dan İstanbul’a göçtürülen ailelere verilmiştir.

Galata’da Vakfedilen Hanenin Askere Verilmesi Beratı – Talha Hızal arşivi

Sultan Mehmed’in vakfedilen bir hanenin bir kişiye verilmesi hakkında bir berat bize bu uygulamayı göstermektedir. Galata şehrinde Kasap Anton’dan mevkuf olan üstünde üç altında iki oda olan ev bu berata konu olmuş. Fetihten sonra muhtemelen şehri terk eden Kasap Anton’un bıraktığı evi fetih gereğince hazine malı olarak kabul edilerek vakfedilmiş, İstanbul kadısı Çakır Bey’in de onayını içeren tezkire vermesi üzerine bu ev Sultan Mehmed tarafından Mehmed isimli bir kişiye mülk olarak verilmiş. Berat gereğince mülk edindiği evini satma, bağışlama yahut vakfetme hakkının mülkün yeni sahibine bırakıldığı belirtilerek hiç kimsenin kendisine engel olamayacağı yine berat gereğince bildirilmiş.

Talha Hızal
1990 senesinde Tarsus’ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Malatya ve Aydın’da tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümünü 2013 senesinde bitirdi. 2014-2015 senelerinde Harp Akademisi Komutanlığı Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Harp Tarihi ve Strateji bölümünden özel öğrenci statüsünde yüksek lisans dersleri aldı. 2015 senesinde başladığı yüksek lisans eğitimini 2018 senesinde Prof. Dr. Hasip Saygılı danışmanlığında hazırladığı “Menteşe (Muğla) Sancağında Eşkıyalık (1914-1918)” adlı tezle tamamladı. 2013 senesinden itibaren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Enstitü İstanbul İSMEK bünyesinde Osmanlı Türkçesi Öğretmeni olarak çalışmaktadır. Osmanlı Diplomatikası, İstanbul şehir tarihi ve kültürü, Cihan harbinde eşkıyalık ve casusluk, harp tarihi, asayiş tarihi gibi konular hakkında araştırmaları mevcuttur. Halen ismini taşıyan YouTube kanalında farklı dönemlere ait Osmanlı Arşiv Belgeleri okumaları ve yorumlamaları yapmaktadır.

Bir aşkın mezar taşı, Aziyade

Önceki yazı

15 Haziran 1826 Son Yeniçeri İsyanı ve Ocağın Topa Tutularak Kaldırılması

Sonraki yazı

Bu yazılar da ilginizi çekebilir

Yorumlar

Bir yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha fazla yazı Belgelerle Tarih Okuması