Türk evlenme hukukunun, önemli motiflerinden birisi de “kalın”dır. Kalını, geçen yüzyılda Türk illerinde araştırma yapmış olan İzasstrov, Groclekav ve Dingelstedt gibi folklorcu ve hukukçular şu şeklide tanımlamışlardır. “Kalın, babanın sağ iken, oğullarının evlenebilmeleri için verdiği paydır”. [1] Bunun içine ise at, deve, altın, para v.s. girmektedir. Yalnız Prof. Dr. Bahaeddin Ögel’in de belirttiği gibi [2] bu payda, ailenin müşterek hissesi vardır.
Malum olduğu üzere, “kalın”; “kal” fiil köküne, fiilden isim yapan eklerden “n” getirilerek yapılmış (kal-ı-n) bir kelimedir. Ve bütün Türk Lehçelerinde de ortaktır. Mesela: Kırgız Türk Lehçesi (Kalıng)[3] ve Türkiye Türk Lehçesi (kalın-kalıng), (Kocaköy-Keban[4] , Malatya-Karaman.[5]
Moğol dilinde de kalım diye bir kelime vardır.[6]
A.J. Ramstedt’e göre, kalın kelimesine ilk defa, Suci kitabesinde rastlanmaktadır. Bir Çin kaynağında ise V-VI. Asır Uygurların kalın malını nasıl ödedikleri ve bu münasebetle yaptıkları merasim tasvir edilmiştir. Bu belgeye göre, kalın malını kızın akrabası alıyordu.[7]
Oğuzlarda da, kalın adetinin olduğunu İbn Fazlan (X. Asır) haber vermektedir.[8]
Kaşgarlı Mahmud’un değerli eseri, Divanü Lügat-it Türk’te de (XI. Asır) kalın adetinden bahsedilmektedir. Mevzuumuzla ilgili bu eserden aldığımız iki misali verelim:
I- “Kalıng berse kız alır, kerek bolsa kız alır.” [9]
II- “Berdim sanga kalıng,
Emdi munı alıng
Engek mening biling
Uğrar tüngür bargalı.” [10]
Kıpçak Türklerine ait olan, “Et Tühfet-üz Zekiyye Fil-Lügat-it Türkiyye” isimli eserde de, kalın kelimesine rastlamaktayız.[11]
Kalın adetini Dede Korkut kitabında da görmekteyiz. Şöyle ki:
“Deli Karçar aydur:Dede (Korkut) kız karındaşımın yoluna ben ne istersem verir misin? Dede Aydur: Verelim dedi, görelim ne istersin.Deli Karçar aydur: Bin buğra getirin kim maya görmemiş ola. Bin dahi aygır getirin kim hiç kısrağı aşmamış ola. Bin dahi koyun görmemiş koç getirin. Bin de kuyruksuz köpek getirin. Bin dahi püre getirin mana dedi.” [12]
Kırgız Türklerinin, ünlü destanı Manasda da, kalın adetinden bahsedilmektedir. Şu parça görüşümüzü teyit etmektedir. “Temir Han, nihayet kızını Manasla evlendirmeye razı oldu. Fakat, o kadar istedi ki, bunu ödemek Cakıp için kolay değildi. (Temir Han şöyle der.)
“Altı yüz kızıl tek hörgüçlü deve, üzerinde torba torba altın olsun. Yakındaki tepe dolusu hayvan sürüsü ile, İki bin ak koyun olsun. Elli gün devam eden düğün yapılsın. Sığırdan iki yüz vereceksin. Bunların hepsinin alnında akı olacaktır. Bunlara bakan da kız olsun. Yük hayvanından iki yüz, av kuşu sungurdan doksan kuş, yedi pars, iki arslan vereceksin” [13]
Eski Anadolu eserlerinde de kalın adetinin geçtiğini bilmekteyiz. Buna dair misalleri Eski (C. I, S. 406) ve Yeni (C. IV, s. 2185-2186) Tarama sözlüklerinde bulabilmekteyiz. Mesela, şu parça mevzuumuzla yakından alakalıdır.
“Bunun bigi güyegü eline girse, andan çok kalın isteme, kız satıcı olmak…” [14]
Kalın adeti, bugün de Türk dünyasında hala geçerliliğini devam ettirmektedir. Şöyle ki: Kazak Türklerindeki kalın adetinden, Ünlü Türkolog W. Radloff şu şekilde bahsetmektedir:
“Kalının miktarı tespit edildikten ve bir miktarı ödendikten sonra, güvey, gelini ziyaret hakkı kazanır. Bütün kalın ödendikten sonra ise, evlenme vuku bulur” [15]
Yine, Altay Türklerinde de kalın adeti yürürlüktedir.[16]
Afganistan Türkleri de, evlenecek her kız için, kalın almaktadırlar.[17]
Türkiye Türklerinin de, evlenme adetleri içinde, kalının önemli bir yeri vardır. Biz çeşitli yörelerimize ait bazı misaller vermeye çalışacağız. Şöyle ki: Tunceli ilinde yaşayan aşiretler, kızlarını evlendirirken, güveyi tarafından kalın almaktadırlar.[18]
Gaziantep’te, kız istenildiği zaman (verildiği takdirde), kızın babasına, kalın hemen ödenir ve söz kesilir.[19]
Kalın adeti, Yozgat’ın batı ve güney yörelerindeki köylerde halen uygulanmaktadır.[20]
Güney Anadolu yöresindeki Yörüklerde de kalın adeti görülmektedir. Bu mevzuda rahmetli Ali Rıza Yalgın şöyle demektedir:
“Güney Anadolu Yörüklerinde kalın tam olarak ödenmemişse ve gelinin birkaç çocuğu olsa, bile kızın babası güveye giderek, çocuklu kızını alıp, kendi evine getirebilirdi” [21]
Görüldüğü gibi, kalın adeti tarihten günümüze kadar varlığını devam ettirmiş ve halen canlı bir şekilde yaşamaktadır. Yalnız bu adeti, İslam hukukunun ahkamı olan mehirle[22] karıştırmamak lazımdır. Bunun yanında, bazı yörelerimizde uygulanmakta olan başlık adeti ise [23] duruma göre değerlendirilir.
Kaynak:
A. Rıza Gönüllü, Türk Kültürü Araştırma Enstitüsü, Eylül 1989, Türklerde Kalın Adeti, Cilt: XXVII, Sayı: 317, s. 565-567
Kaynakça:
[1] – Prof. Dr. Bahaeddin Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, S. 177-178, II. baskı, Ankara 1979
[2] – Prof. Dr. Bahaeddin Ögel, Türklerde Kalın ve Başlık. S. 393, II. Milletlerarası Türk Folklor Kongresi Bildirileri, IV. Cilt, Ankara 1982.
[3] – Prof. K. K. Yudahin, Kırgız Sözlüğü (Kalıng maddesi), C. II, İst. 1948.
[4] – Doç. Dr. Tuncer Gülensoy, Doğu Anadolu Osmanlıcası, S. 250, Ankara 1986, T.K.A.E. yayınları
[5] – İhsan Hinçer, Türklerde Başlık ve Mehir. S. 392, I. Uluslar arası Türk Folklor Semineri Bildirileri, Ankara 1974
[6] – B. Y. Vledimirtsov, Moğolların İçtimai Teşkilatı, S. 338, dipnot 75, Çev. Abdülkadir İnan, Ankara 1944
[7] – Abdülkadir İnan, Türk Düğünlerinde Exogamie İzleri, S. 348 Makaleler ve İncelemeler, Ankara, 1968, Karşılaştır: H. N. Orkun, Eski Türk Yazıtları C. I, S. 156, Ankara 1987
[8] – İbni Fazlan Seyahatnamesi, S. 32, haz. R. Şeşen, İst. 1975
[9] – Altaylar, C. III, S. 371, Ank. 1986
[10] – Atalay, C. III, S. 372, Ank. 1986
[11] – Atalay, S. 182, İst. 1945
[12] – Ergin, S. 31, Ank. 1964
[13] – Manas Destanı, Çev. Abdülkadir İnan, S. 51, Ankara, 1985
[14] – Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü, S. 406, C. I, İst. 1943
[15] – W. Radloff, Sibirya’dan Çev. Dr. A. Temir, S. 485-486, C. I/II, İst. 1956
[16] – W. Radloff, a.g.e., S. 322
[17] – Doç. Dr. Saim Sakaoğlu, Afganistan Türklerinin Halk Edebiyatı ve Folklorundan Örnekler, S. 239, Türk Kültürü Dergisi, Sayı: 211, 214, Ankara, Mayıs – Ağustos 1980
[18] – Türk Milli Bütünlüğü İçinde Doğu Anadolu (Heyet), S. 123, II. baskı. Ank. 1986, T.K.A.E. yayınları 56
[19] – Ferruh Arsunar, Gaziantep Folkloru, S. 113, İst. 1962
[20] – H. Zübeyr Koşay, Türkiye Türk Düğünleri Üzerine Mukayeseli Malzeme, S. 116, Ankara 1944
[21] – Prof. Dr. Bahaeddin Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, S. 181, 182; 11. baskı, Ankara 1979
[22] – O. Spıes, Mehir Maddesi İslam Ansiklopedisi, C. 7, İst. 1970, S. 494-496
[23] – Prof. Dr. Orhan Türkdoğan, Evlenmede Başlık Geleneğinin Sosyolojik Açıklaması, I. Uluslar arası Türk Folklor Kongresi Bildirileri IV, cilt, Ankara 1976, Sayfa: 315, 362
Yorumlar