0

Folklor araştırmacısı Hadi Zarifin ifadesine göre, Özbek halk destanlarının nesilden nesile intikal ettirilmesinde en önemli rolü bahşılar üstlenmiştir.Baksı sözcüğü Türk, Altay ve Moğol mitolojisinde ve halk kültüründe genel olarak şaman anlamına gelir. Bahşı, Bağşı, Bahçı, Bakşı olarak da söylenir. Moğollar Böğe veya Büge derler. Aslında Kam (şaman) kavramından daha geniş kapsamlıdır. Halk ozanı, âşık, müzisyen yönü de kimi zaman ön plana çıkabilir. Geleneksel yöntemlere dayalı Halk Hekimliği yapabilir. Koşuklar okuyan bir Halk Şairidir. Büyülü sözlerle kötü ruhları kovar. Eren, kam, koca, bilge, ozan, aksakallı (veya aksaçlı), falcı, kâhin, efsuncu gibi tüm unsurları tek başına bünyesinde barındırır. Bunlar ilerleyen çağlar içerisinde ayrışmıştır. Arkıl Ata ilk bahşıdır. Budizm ve Lamaizm ile birlikte Budist Rahip ve Lamaist Rahip anlamlarına da genişlemiştir. Ruh kovarken kızıl elbise giyerler. Moğolca Böge ile de köken olarak bağlıdır. Moğolca Böge sözcüğünün Türkçedeki Büke (Ejderha) sözcüğü ile de ilgili olduğu kesindir. Asyadaki komşu kavimlerin pek çoğunun dillerinde BağBag/Bög/Bök/Bug/Buk kökenli sözcükler yer alır ve bunların bir kısmı doğaüstü güçlere dair anlamlar taşır. Bahıcı olarak da bilinir. Çinceye Bokşi/Boşi olarak geçmiştir. Köken Bahşı, Türkistan’ın bazı yerlerinde şaman, falcı, duahan, kinneçi bazı yerlerde semen, falçı, bazen de caylerde duahan, büyücü gibi farklı manalarda kullanılmaktadır.

Afgan Türkistan’ında, bir kasaba’da yerel şifa veren Özbek kimseye de kučirmači denilir. Cengiz Han ve Altınordu, sarayında, daha sonra Hive ve Buhara saraylarında destan anlatan baksılar daima mevcut olmuştur. Her boyun meşhur olmuş bahşıları, halk destanlarını ağızdan ağıza nakletmek suretiyle yaşatmışlardır. Özbeklerde güz mevsiminden itibaren bahar aylarına kadar her akşam destan okunması, halk eğitimi açısından önemli bir kültür faaliyeti olarak değerlendirilmektedir. Bahşı, dombırasını alır ve bütün gece destan okur.

Bahşılar bu şekilde Goroğlu, Alpamış, Kuntuğmış, Tomaris, Karahan gibi kahramanlık destanlarını yüzyıllarca güzel ve alçak sesle şarkı söyleyerek anlatmışlardır. Bu gelenek, esir Türkistan halkının gönlündeki hürriyet arzusunu ve mücâdele şevkini daima yaşatmıştır. Romantik aşk ve macera destanlan ise, halkın millî ahlâkının ve millî hayat tarzının devam ettirilmesinde, millî dil ve edebiyatın muhafaza edilmesinde çok önemli bir hizmeti yerine getirmiştir.

Kaynak:

Deniz Karakurt, Türk Mitoloji Ansiklopedisi, Birinci Baskı, Ağustos 2011, e-Kitap, s. 148

Türkçe Tarih

Türk kültüründe at

Önceki yazı

Sivas Kongresi ve Ali Galip olayı

Sonraki yazı

Bu yazılar da ilginizi çekebilir

Yorumlar

Bir yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha fazla yazı Tarih