Tanınmış Türkoloğumuz F. Köprülü’nün belirttiği gibi “Eski Türk unvanları yalnız dil tarihi açısından değil, umümiyetle kültür tarihi ve bilhassa Türk devlet hukuku tarihi bakımından çok mühimdir. Türk devletlerinde siyasi ve içtimai bir mevki veya bir kamu vazifesi ifade eden bazı unvanlar mevcuttur ki, bunların açıklanması ile eski Türk topluluklarının içtimi bünyesini ve hukuki teşkilatını anlamak mümkün olacaktır”. [1] Bu itibarla, Tanhu unvanının eski Türk devlet teşkilatında oynadığı rolü tesbit edebilmek için, evvela hangi Türk devletinde görüldüğü, kimler tarafından ne maksat ile kullanıldığı, yayılma sahaları, manası menşei hakkında ileri sürülen türlü iddiaların doğru olup olmadığı, son olarak da ne olması gerektiğini açıklamaya çalışmak araştırmamızın esasını teşkil etmektedir.
Önce, ehemmiyetli gördüğüm bir noktanın açıklanmasının faydalı olacağı düşüncesindeydim.
Tanhu veya diğer Türk unvanları üzerinde şimdiye kadar yapılan tetkiklerden çoğu, sadece linguistic açıdan ele alınmış olduğundan, eksik ve hatalı neticelere varan bir hakim etimoloji tecrübelerinden ileriye gidememiştir. Bunda da yabancı bir müstehasısın ileri sürdüğü fikrin, kendisini teyid eden diğer araştırıcılarca da benimsenmesi yanında, konu ile hiç alakası olmayan iddiaların da ileri sürülmesiyle bazı unvanların menşei meselesini kesin olarak ortaya çıkarmak mümkün olmamaktadır. Kaldı ki, sadece dış benzetmeler ve faraziyelerden hareket eden birçok sinolog, mongolist, slavist vb. meşgul oldukları sahanın da tesiriyle, Türk idari unvanlarını başka menşelerde aramanın gayreti içerisinde olmuşlardır. Hatta, o kadar ki, tarihte çeşitli imparatorluklar ve sayısız devletler kurmuş olan Türklerin kullandıkları unvanlardan pek çoğu Türk menşeli kabul edilmemektedir. Nitekim Tanhu unvanı da bunlardan biridir. Biz burada kaynaklar muvacehesinde gerçeği ortaya koymağa çalışacağız.
Hun dilinde “imparator” demek olup “sonsuz genişlik, yücelik, ululuk” [2] manalarına gelen Tanhu (Çince şeklinin türlü okunuşları: Tanju, şan-hu, şen-hu, zhen-ku, zenghi, zhen-gu, shan-yü, jenuye, şanu, zen-kü, zen-jü, şany ve şan-yü) unvanı m.ö. III. Asırdan Türkler arasında hakan unvanı yaygınlaşıncaya yani m.s. VI. Asra kadar Asya Türk devletlerinde (Büyük Hun imparatorluğu, güney ve kuzey Hun devletleri, I. Chao, 2. Chao, Hsia, kuzey Liang Hun devletleri ve Lou-lan krallığı) kullanılmıştır. [3] Bu unvanın kesin olarak hangi tarihte ortaya çıktığı bilinmemekle beraber, Mo-tun (m.ö. 209-174)’un babası Tuman’dan çok önceki çağlarda da kullanılmış olduğu düşünülebilir. [4] Bu unvanı yalnız Mo-tun’dan gelen şahısların taşıyabildikleri söylenmektedir.[5]
Asya Hun tarihi hakkında ilk ve en mühim kaynak olan “Shi-ch’i”nin mütercimi De Groot, unvanın muahhar bir okunuşu olan şan-yü tabirinin, tanhu larak okunan sözünün “Tanrı” kelimesi ile ilişkili olabileceğini düşünmüştü. [6] Daha önceleri W. Rodloff, unvanın Tanyü okunuşunu kabul ve bunu eski Türkçedeki “Tengri” veya “Tengri-oğlı” ile mukayese etmekte idi. [7] O. Turan da “Tanju” diye okuduğu unvanın “Tanrı” kelimesinin Çince transkripsiyonu olduğunu ileri sürerken hükümdarın bu unvanı almasının da hakimiyete ve menşeine atfedilen telakkinin bir neticesi olduğu kanaatine varmıştır. [8] Bu unvanın yalnız Çin kaynaklarında zikredildiğini dikkate alan mongolist G. J. Ramstedt, kelimeyi Moğolcaya bağlamaktadır. [9] F. W. K. Müller’de unvanın Türklerden daha çok Moğolları ilgilendirdiği fikrindedir. [10] Japon mongolisti K. Shiratory de aynı şekilde bu unvanı Moğolca ve Mancuca kelimeler ile birleştirmektedir. [11] Ayrıca bu unvanın Çinliler tarafından kendi prenslerine de verildiği söylenmektedir. [12]
Ayrıca O. Franke “Çin Devleti Tarihi” adlı eserinde, unvanın değişmesinin mümkün olduğunu söyliyerek, “tan” yerine “şan” diye okuduğu birinci hecesini “büyük, ulu” manasını, ikinci hecesinin ise (yü veya hou) aslında Hunca hükümdarlık unvanı “Han” olduğunu beyan ile unvanın bütün olarak “Büyük Han” manasını taşıdığını ileri sürmüş [13]ve bu açıklama W. Eberhard tarafından da kabul edilmiştir. [14] E. G. Pulleyblank da bu unvanın eski çincesinin teleffuzunu dan-hwah olarak kurar ve bunun da “Türkler arasında ortaya çıkan targan, tarxan vb. nın en eski şekli olduğu”na inanır. [15]
Nihayet B. Ögel de devletin büyüklüğü ile ilgili olan bu unvanı “dünya devleti” anlayışına göre eleştirip açıklamak istiyenlere katılmakta ve Türklerin cihan şümül devlet anlayışının köklerini de (unvanın manasını da göz önünde tutarak) haklı olarak bu çağlara bağlamaktadır. [16]Ayrıca Tanhu unvanını, Gök-Türk devletinin kurucularının da kullandıkları belirtilmektedir. [17]
Çin kaynaklarında kendi yazılarının imlası çerçevesinde iki işaretle ve iki hece olarak yazılmış bulunan ve Türkçe olduğu şüphesiz olan Tanhu unvanı, Türk devleti arasında 750 yıldan fazla bir zaman kullanılmış olmaktadır.[18]
Kaynak:
Doç. Dr. Abdülkadir Donuk, Türk Kültürü Araştırmaları, Eski Türk Devlet Teşkilatında “Tanhu” Unvanı ve Tarihi Gelişmesi s. 205-208
Kaynakça:
Rahmetli hocam 1934 yılında çıkarılan soyadı kanunu gereğine uyarak, derin ilgi duyduğu Türk tarihinin tesiriyle önce, eski Türk unvanı “Tanhu” tabirini soyadı olarak kabul etmiş idi. Daha sonra doğum yerindeki resmi nüfus kayıtlarını dikkate alan hoca, mahkeme kararı ile de, gerçek aile ismini yani “Kafesoğlu”nu tercih etmiştir.
[1] – Bk. F. Köprülü, “Eski Türk unvanlarına ait notlar,” THİT Mecmuası, II, İstanbul 1939, s. 17
[2] – Bk. O. Franke, Geschichte des Chinesischen Reiches, I. Berlin – Leipzig, 1930, s. 329; K. Shiratory, A Study on the titles Kaghan and Katun, Toyo Bunko, I, 1926, s. 12; P. Vaczy, / Türk. Terc. /, Hunlar Avrupa’da, bk. Atilla ve Hunlar, İstanbul, 1962, s. 111; W. M. Mc. Govern, The Early Empires of Central Asia, Chapen Hill-North Carolina, 1939, s. 124; W. Schmidt, / Türk terc./, “Eski Türklerin Dini”, TDED, XIII, 1965, s. 80
[3] – E. H. Parker, A Thousand Years of the Tartars, London, 1895, s. 11, 25; W. Eberhard, Çinin şimal komşuları, -Ankara, 1942, s. 69; H. Cordıer, Histoire Generale de la Chine, I / II, Paris, 1920, s. 347; F. Laszlo, / Türk. Terc. /, “Kagan ve Ailesi,” Türk Hukuk Tarihi Dergisi., I, Ankara, 1944, s. 37; S. M. Arsal, Türk Tarihi ve Hukuk, İstanbul, 1947, s. 201 n. 20; L. Rasonyi, Tarihte Türklük, Ankara, 1971, s. 60; K. H. Menges, The Turkic languages and peoples, Wiesbaden, 1968, s. 18; N. Diyarbekirli, Hun Sanatı, İstanbul, 1972, s. 9; İ. Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, İstanbul, 1984, s. 59
[4] – B. Ögel, Büyük Hun imparatorluğu tarihi, I., Ankara, 1981, s. 165 vd.
[5] – M. Köymen, “Hsiung-nu’ların Tu-ku (T’u-ko) Kabilesi”, DTCF Dergisi, III, I, 1994, s. 56. Ayrıca Hun tanhu’larının soy tesbiti hakkında bk. M. Mori, “Kuzey Asya’daki eski Bozkır devletlerinin teşkilatı”, TED, sayı IX, 1978, s. 210
[6] – De Groot, Die Hunnen der vorchristilichen Zeit, I, Berlin-Leipzig, 1921, . 54 vd. krş. S. M. Arsal, ayn. Esr. S. 201 n. 20
[7] – W. Radloff, Das Kutatku Bilik, I, Petersburg, 1891, s. LXXX. Ayrıca bk. R. Grousset, L’Empire des Steppes, Paris, 1941, s. 54
[8] – O, Turan, “Çingiz adı hakkında,” Belleten, sayı 19, 1941, s. 275
[9] – G. J. Ramstedt, Alttürkishe und Mongolische Titel, Memoire de la Societe Finno-augrienne, 55, Helsinki, 1951, s. 59 vd.
[10] – F.W. K. Müller, Uigurische Glossen, Festschrift für Friedrich Hirth, zu seinem 75. Geburtstag 16 April 1920 (OZ), Berlin, 1920, s. 316
[11] – K. Shiratory’den bk. B. Ögel, ayn. Esr. S. 171, 175 n. 95.
[12] – Bk. Fr. Hirth, Nachworte zur Inschrift des Tonjukuk, / Die Alttürkischen Insciften der Mangolei /, II, Petersbourg, 1899, s. 29. Belki Türklerin ilk yazılı metinlerinde “dabyu” şeklinde idi ki, bu da muhtemelen modern Çincede “şan-yü”nün karşılığı olarak düşünülmüştür. (bk. K. H. Menges, The Turkic languages and peoples, s. 88).
[13] – O. Franke, Geschichte des Chinesischen Reiches, III, Berlin – Leipzig, 1937, s. 179.
[14] – W. Eberhard, “Birkaç eski türk unvanı hakkında”, Belleten, sayı 35, 1945, s. 333 vd. Daha bk. B. Ögel, ayn. Esr. S. 171 vd. Asya Hunlarının Tanhu listesi ve unvanları (m.ö. 200 –m.s. 220) hakkında bk. W. Eberhard, “Muahhar Han devrinde Hun tarihine kronolojik bir bakış”, Belleten, sayı 16, 1940, s. 378-381
[15] – E. G. Pulleyblank, The Consonantal System of Old China, Asia Major, IX. 1963, s. 256
[16] – B. Ögel, ayn, esr. S. 167 vd.
[17] – F. W. K. Müller’den bk. B. Ögel, ayn. Esr. S. 168, 175, n. 82.
[18] – K. H. Menges ayn. Esr. S. 18; B. Ögel, ayn. Esr. S. 168.
Yorumlar