Yazar: Bahaeddin Ögel
Çadırları kurdurup, derin uykuya daldı.
Tam tan ağırıyordu, çadıra bir nur daldı.
Bir erkek kurt göründü, ışıkta soluyarak.
Bir kurt ki, gök yeleli.
Bir kurt ki, göm gök tüylü.
Bakıyordu Oğuz’a ışıkta uluyarak.
Döndü bu Kurt Oğuz’a tıpkı bir insan gibi.
Ağzından söyler döküldü, tıpkı bir lisan gibi.
Dedi: ‘Ey! Ey! Ey! Oğuz ey. Bilirim ne dilersin.
Urum’un illerinde, savaş uğraş istersin.
Ey Oğuz! Askerini, ben kendim güdeceğim.
Ordunun en önünde, kendim yön vereceğim.’
Toplattı çadırını Oğuz bunu duyunca.
Ordusuna gidince hayretle gördü şunu:
Bir büyük erkek bir kurt, askere öncü gibi!
Gök tüylü, gök yeleli, yol veren izci gibi!
Yürür durur önlerden.
Nihayet durdu Gök Kurt nice sonra günlerden.
Duruverdi Oğuz’un ordusu da ardından.
Bir nehir vardı. İdil-Müren adında.
Kaynak:
Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi, Birinci cilt, Devlet Kitapları, Birinci Basılış, İstanbul 1971, s. 23
Yorumlar