0

Ruhi Önkal
Necat Çetin

Çamlıcalı Hüseyin Efe, Ödemiş’in Çamlıca köyünde 1871 yılında doğdu. [1] Çamlıca köyü eskiden çok fakir bir köymüş. Dağ köyü olduğu için tarım yapılacak toprağı azdır. Soğancılık yaparlarmış, o dönemlerde. Çocukluğumda Çamlıcalıların incir zamanı ovaya soğan satmağa geldiklerini hatırlarım. Çakıcı Mehmet Efe, bu nedenle hiç sevmediği Çamlıcalı Hüseyin Efe’nin adını ağzına hiç almaz, “soğancı” dermiş.

Çamlıcalı Hüseyin Efe, Hacı Musa oğullarından “Yörük Kara Ayan” lakaplı Abdullah’ın oğludur. Babası köyün Çerkez Tepesi denilen yerde çadır kurarmış. Keçi sürüsü varmış. Çadır komşusu Yetim Mehmet imiş. Birileri keçilerini ürkütüyor, bakmak için dışarı çıktığında vurup öldürüyorlar. “Aldırdın beni yetim” diye komşusuna sesleniyor. Vuranlar aynı köyden Hacı Abdurrahman’ın Bacaksız ile Molla Hasan oğlu Tahir ile Hacı Mustafa’nın Kel Mestan (bu eniştesinin babasıdır). Bacaksız, Çamlıcalı Hüseyin Efe’nin aynı zamanda kayın biraderidir.

Hüseyin Efe, kendisini de vuracaklarını hissedince Beydağ’a gidip Gök Deli Efe’ye kızan olup, iki sene onunla gezdikten sonra kendi çetesini kurar. Gün gelir, Bacaksız’ı tarlada çift sürerken vurur, sonra Tahir’i vurarak intikamını alır.

Çamlıcalı Hüseyin Efe’nin kızanları: [2] Bozcayaka’dan Mahmut Oğlu, Çamlıca’dan Mahmut Oğlunun Şakir, Tire’nin Kocaaliler Köyü’nden iki kızan, [3] Derebaşılı [4] Mıstan, [5] Çamyayla’lı Bebek Oğlu Ali Çavuş, [6] Bozcayaka’lı Koca Kulak İbrahim, [7] Bozcayaka’lı Kara Mehmet. [8]

Çamlıcalı, dağa çıkınca Bacaksız, Çakıcı’ya yanaşıyor. Çamlıcalı, 1905 de Çakıcının kız kardeşi ile oğlunu öldürmüş. Bunun üzerine 26 Ekim 1909 da Çakıcı, bir gece Musa oğullarının evini basıyor. Gece ay aydın, ortalık aydınlıkmış. Yağ ve pekmez küplerini kırıp evi yakıyor. Çamlıcalı, evleri yanarken “Yılanlı Kaya” mevkiinden seyrediyormuş. Evde buğday çuvallarının içinde mermi saklıymış. Mermiler patladığı için ortalık savaş alanına dönmüş. Yangın üç gün sürmüş. Mermilerden korkusuna kimse söndürememiş. Diğer evlerde yanmış. Çakıcı “Sizin evleri soğancı yaptırıvesin” diyor. Çakıcı, Çamlıcalı’nın karısını sopayla dövdürmüş. Çamlıcalı’ya haber veriliyor. “Giden karı olsun. Köyü gırdırmam.” diyor. Çatışmaya girmeden uzaktan bakıyor. Çamlıca’dan Çakıcı’nın kızanı olan Kavlan, köyü bastıklarında kahvede Çamlıcalı’nın akrabalarını tek tek gösteriyor. Böylece o gün Çamlıcalı’nın dört akrabası öldürülüp üç ev yakılıyor.

Aradan zaman geçer Çamlıcalı, Ayasuluk [9] taraflarında gezerken Çakıcı’nın karısını çeşmede su doldururken görür. Kadın tabiî ki korkuyor. Çamlıcalı, Çakıcı’nın karısının boynuna bir altın astıktan sonra “Efene, selam söle. Efe kısmısına bu yakışı(r). Garı [10] kısmısına el kakmaz.” diyerek yürüyüp gidiyor. Çakıcı olayı duyunca “Ülen soğancı, [11] beni mafettin şinci” [12] diyor.

Ödemiş yöresinde halk arasında “Çakıcının pususu, Çamlıcalı’nın atıcılığı” denir. Çamlıcalı, Çakıcı’yı Kaymakçı-Eselli köyünde kıstırıyor. O sırada Çamlıcalı, düzde ve kırserdarıdır. [13]Çakıcı ise dağdadır. Kaymakçı’da zaptiyelerle çatışmada iken Çamlıcalı, Bozcayaka köyünde imiş. Çatışma seslerini duyunca kızanlarıyla hemen atlanıp çatışmaya yerine gelerek çatışmaya katılıyorlar. Çakıcı, Çamlıcalı’nın atıcılığından yılıyor. Başını kaldıramıyor. Bir efenin gücü, attığını vurması, nişancılığıdır. Müsademe [14] sırasında tecrübeli efeler, karşı siperdeki hasmını kızdırarak açık vermesini sağlar. Kızıp, metelik kadar açık veren kurşunu yer. Çakıcı da ağaçtaki armutları sapından vuracak kadar nişancıdır. Tek rakibi hasmı olan Çamlıcalı Hüseyin Efe’dir. Çakıcı, bir ara ümidini keserek “Böyün [15] soğancının gurşunundan gurtulemicem” [16] der. Ama hasımlarında olmayan korkunç zekâsını kullanır. Çatışma bölgesinden geçen bir çobanın kepeneği giyer, kızanları koyun sürüsünün içine girip emekleyerek çıkarlar. Zaptiyeler, çobana ve koyunlara zarar vermemek için beklerken Çakıcı çoktan oradan uzaklaşmıştır.

Adagide’den Mavlan [17] Yanık Üsen, [18] Çamlıcalı’nın kızanıdır. Kaymakçı-Eselli’deki çatışmada onun atıcılığını beğenmiş. Bir kayanın ardında döner dururlarmış. Çakıcı “Ülen Üsen, bene [19] bak bakene” [20] der der kurşun sıkarmış. Çatışmadan sonraki günlerde Yanık Hüseyin’in kulağına gidecek yerlerde Yanık’ı övüp “Yanımda kızan olarak gezdirirdim.” dermiş. Yanık, bu hileye aldanıp, böyle meşhur bir efeye kızan olmak için Çakıcının yanına gelir ve Çakıcı Yanık’ı diri diri toprağa gömdürüyor.

Sistem öyle kurulmuş, öyle çalışmaktadır ki her efenin, sırtını dayadığı bir devlet adamı, sıkıştı mı maddi destek olacak silahını mermisini temin edecek bir ağası vardır. Her ağanın da dağda bir efesi olacak ki düşmanlarını ürkütecek. Bir de sarayla irtibatlı devlet adamı olacak ki devlet kapısında ki işlerini görecek ve gerektiğinde efesini düze indirecek. Devletlülerin de bir efesi ve bir ağası olacak ki rakip valinin ve devlet adamının bölgesinde asayiş bozulsun, ağadan ve efeden çil çil altın gelsin.

Çakıcı Mehmet Efe’nin hamisi İzmir valisi Kıbrıslı Kamil Paşa’nın oğlu Sait Paşa’dır.

Çamlıcalı’nın, hamisi ise Tire kaymakamı olarak görev yapan Mithat Paşa’nın has adamı olan Hacı Ali Paşa’nın [21] oğlu Aydın’da ki askeri kaymakam Refik Bey’dir. Bu nedenle Çamlıcalı Hüseyin sık sık Aydın’a gidip gelmektedir.

Çamlıcalı, çok kalabalık bir mahiyetle gezermiş, kırka yakın kızanla gezdiği olurmuş. Bu nedenle Çakıcı, Çamlıcalı ile çatışmaya girmekten çekinirmiş.

Çamlıcalı bir gün Aydın’a gidiyor. Küre Köyü imamı “Kör İmam”, Çamlıcalı’nın Aydın’a gittiğini Çakıcı’ya haber veriyor. Çakıcı’nın, köy imamlarından, muhtarlardan, köylülerden korkunç bir istihbarat örgütü vardır. İmamdan, muhtardan, gariban köylüden; kim şüphelenir? Çakıcı, Çayır Köy mezarlığında pusuya yatıyor. Bir yere giden adam, büyük ihtimalle aynı yoldan geri dönecektir. Çakıcı sağlam istihbarat örgütüyle haber alıp, pusuya yatar. Pusu yerinde günlerce bekler. Tabii istihbaratı da gözcülük yapıp, pusuda beklenilen efenin dönüşü haber verir.

Çakıcının, pususundan kurtulan sadece Çamlıcalı olmuştur ki büyük bir zayiat vererek kurtulmuştur. Çamlıcalı, kırk kişilik çetesiyle mezarlıktan geçerken adamlarını tek sıraya sokmuş, aralıklarla yürümelerini emretmiş. Kendisi de en arkaya geçmiş. Tabii bir efe, nerede pusu kurulabileceğini tahmin edebilir. Çakıcı, Çamlıcalı çetesi pusuya düşürmüştür. Ama en öndeki adam kurşun menzilinden çıkmak üzeredir. Çamlıcalı, en önde mi, en arkada mı? Kararsızlık içinde kalır. Sonra öndeki ilk efeye ateş edilir. Çamlıcalı çetesi, yayılarak siper alır ve çatışma başlar. Bu çatışmada Çamlıcalı çetesinden Bozcayaka’dan Mahmut oğlu, Çamlıcalı’nın kardeşi Süleyman, Çamlıca’dan Mahmut oğlunun Şakir, Çamlıca’dan Zehle oğlu [22] Mıstan vurularak ölür. Bu çatışmada Çamlıcalı Hüseyin, Çakıcının en sevdiği kızanlarından Çoban Mehmet’i [23] dizinden vuruyor. Çobanı Bacaksız’ın evine getirip, yarasını sarıyorlar. Ama Çoban Mehmet, çok kan kaybetmektedir. Çamlıcalı’nın veya zaptiyelerin takibinden kurtulmak için gece yola çıkıp, Kızılcaavlu Köyü’ne geldiklerinde Çoban Mehmet ölüyor. Tarlasını süren bir köylüye rast geliyorlar. Mezarı belli olmasın diye sürülmüş tarlaya gömüyorlar. [24]

Çamlıcalı Hüseyin Efe, Çakıcı ölünce affedilerek düze indi.

Kurtuluş Şavaşı’na yüz kadar kızanıyla katıldı. Gökçen Hüseyin Efe, Yunan karakolunu bastığında aralarında Çakıcının kızanı olmasından dolayı eski husumet olmasına rağmen yardıma gitmiştir. Bir tahsilleri olmamasına rağmen – cahil demeye dilim varmıyor- İkisi de o anda eski defterleri açmayacak kadar vatansever insanlardır.

Mendegüme’in [25] Demirdere mevkiinde, karargâhını kurarak Milli mücadelede kendisine verilen görevleri yaptı. Mendegüme cephesi bozulunca Bozdağa çekilerek, Bozdağ cephesinde görevine devam etti. Düşmanı Torbalı’ya kadar takip eden efelerdendir.

Cuma günü eskiden Mendegüme pazarı kurulurmuş. Çamlıca köylüleri bir Cuma günü pazara gelirlerken “Akgedik” mevkiinde üç Yunan askeri köylüleri soymuş. Efeye haber vermişler. Efe yetişip ikisini vurmuş. Akgedik olayından sonra köyden Kara Mustafa, Koca Abdi oğlu Bayram, Kahveci İsmail Yunan askerlerini vuranları bulmak için küre üzerindeki Çayır içi mevkiine götürülerek sorgulanıyor. İşkence ediyorlar, ama efelerin yerini söylemiyorlar. Kurşuna dizeceklerken Girit’li bir asker, Kara Mustafa’nın elini gevşek bağlıyor. “Ben tüfek tutukluluk yaptı diye oynarken, sen kaç” diyor. Öylede yapıyor. Giritli tüfeğiyle oynarken gürlerin [26] içine atlayıp kaçabiliyor. Diğer iki köylü kurşuna diziliyor. Yine bir çatışma sonrası ölen Yunan askerlerini, ayaklarından sürürlerken birinin pantolonu sıyrılıyor ki askerin sünnetli olduğu görülüyor. Demek ki Yunanlılar, Girit Müslümanlarından da asker getirmişler.

Yunanlılar, bir gün Çamlıca halkını toplamışlar. Bu gün kullanılmayan eski caminin avlusuna [27] makineli tüfeği kurmuşlar. Köylüleri makineli tüfekle tarayacaklarken saf bir çocuk, ıslık çala çala geliyormuş. Yunanlıları görünce dağa tırmanarak kaçmağa başlamış. Yunan askerleri “Eyvah, efelere haber verecek, efeler gelecek” diye köyü hemen terk diyorlar.

I. Dünya Savaşında Çamlıca köyünden 36 kişi şehit verildiği söylenir ki o zaman küçük bir
köy olan Çamlıca için büyük bir rakamdır.

Savaştan sonra efeye, Adagide [28] altında “Çatal Armut” mevkiinde 95 dönümlük bir tarla verilmek istenirsa da efe kabul etmiyor. Adagüme [29] beldesine yerleşiyor. Bozcayaka Köyü
altında küçük bir incir bahçesinde yaşamını sürdürmüştür.

Çamlıcalı Hüseyin’in dört oğlu vardı: Büyük oğlu Abdullah, 2. Oğlu Mehmet, 3. Oğlu Nuri,[30] 4. Oğlu Hüseyin’dir. [31] Aile soyadı kanunundan sonra “Coşkun” soyadını almıştır.

1924 de Adagüme’deki evinde vefat etmiştir. Çamlıca Köyüne götürülerek, köyüne gömüldü. Kabir taşında “Hacı Musa oğullarından Çamlıcalı Hüseyin Efe” yazmaktadır.

Oturanlar soldan sağa Bozcayakalı Kara Mehmet, Çamlıcalı Hüseyin Efe, Çaylılı Keleş
Mehmet. Ayaktakiler: Çamlıcalının emmioğlu ve kardeşi [32]
Necat Çetin arşivi

Ekler (Belgeler) [33]

Belge 1. Tebliğat ve ihtara rağmen Çakırcaoğlu Mehmed’in Mandakoma karyesine giren Çamlıcalı Hüseyin ile çatıştığı ve asker mülazımı Şaban Efendi’nin maiyyetiyle bu karyeye gittiğine dair. [34]

Fî 25 Nisan Sene [1]321 [8 Mayıs 1905]
Huzûr-ı Sâmî-i Cenâb-ı Vilâyet-penâhîye
[Şifre Telgraf]
Bunca tebligât ve ihtarâta karşı Çakırcalıoğlu Mehmed’in dünkü gün Mendegöme karyesinde ahiren dehâlet eden Çamlıcalı Hüseyin ile müsâdeme eylediği ve Merkum Hüseyin’in rüfekâsından iki ve ahaliden dahi iki kimsenin mecruh olduğuve asker mülazımı Şaban Efendi’nin maiyetiyle karye-i mezkûreye azîmet eylediği Adagide onbaşılığından mevrud jurnalde bildirilmiş ve hakikat-ı maddenin iş‘ârı husûsî gece çıkarılan süvari ile ihfâ-i mumaileyh iş‘âr edildiğinden netice-i hâsılanın başkaca arz ve iş‘ârı tabîî bulunmuştur. Kaldı ki, merkûmun âhiren aldığı tavr-ı hareket tekrar şekavete çıkacağına delâlet etmekte olduğundan ve merkum bu halde devam ettikçe istiman eden diğer eşhâsın dahi silah bedest olarak huruclarına sebebiyet vereceğinden kuvve-i hazıra-i kaza merkumun kahr ve tedmirine kâfi bulunduğundan harekât-ı bagıye-i âhîresine karşı kendisine bir ders-i te’dib verilmek üzere ya takib ve taharrisine veyahûd bir hafiye-i kuvve-i külliye ile basdırılmasına ve bu suretle vücud-ı habâset-i aludının ortadan kaldırılmasına müsaade buyrulması maruzdur.
Ferman….
Fî 25 Nisan Sene [1]321 [8 Mayıs 1905]
Ödemiş Kaymakamı Hilmi

Necat Çetin arşivi


Necat Çetin arşivi


Necat Çetin arşivi

Belge 2. Çakıcıoğlu Mehmed’in Mendegüme karyesinde dehalet etmiş olan Çamlıcalı Hüseyin ile çatışması üzerine, yakalanması için üzerine gerekli kuvvetin gönderilmesine dair. [35]

Aydın Vilayeti
Mektûbî Kalemi
Ödemiş Kaymakamlığından Mevrud Fî 25 Nisan Sene [1]321 [8 Mayıs 1905]
Tarihli ve Şifreli Telgrafname Hallidir

Bunca tebligât ve ihtarâta karşı Çakırcalıoğlu Mehmed’in dünkü gün Mendegöme karyesinde ahiren dehâlet eden Çamlıcalı Hüseyin ile müsâdeme eylediği ve Merkum Hüseyin’in rüfekâsından iki ve ahaliden dahi iki kimsenin mecruh olduğuve asker mülazımı Şaban Efendi’nin maiyetiyle karye-i mezkûreye azîmet eylediği Adagide onbaşılığından mevrud jurnalde bildirilmiş ve hakikat-ı maddenin iş‘ârı husûsî gece çıkarılan süvari ile ihfâ-i mumaileyh iş‘âr edildiğinden netice-i hâsılanın başkaca arz ve iş‘ârı tabîî bulunmuştur. Kaldı ki, merkûmun âhiren aldığı tavr-ı hareket tekrar şekavete çıkacağına delâlet etmekte olduğundan ve merkum bu halde devam ettikçe istiman eden diğer eşhâsın dahi silah bedest olarak huruclarına sebebiyet vereceğinden kuvve-i hazıra-i kaza merkumun kahr ve tedmirine kâfi bulunduğundan harekât-ı bagıye-i âhîresine karşı kendisine bir ders-i te’dib verilmek üzere ya takib ve taharrisine veyahûd bir hafiye-i kuvve-i külliye ile basdırılmasına ve bu suretle vücud-ı habâset-i aludının ortadan kaldırılmasına müsaade buyrulması maruzdur.
Ferman….
Fî 25 Nisan Sene [1]321 [8 Mayıs 1905]
Ödemiş Kaymakamı Hilmi

Necat Çetin arşivi

Belge 3. Emirli madeninde vukua gelen hadiseden dolayı eşkiyayı takip için Çamlıcalı
Hüseyin’in vazifelendirildiği İnce Mehmed ile İsmail’e de tebliğ edildiği ayrıca Şaki Koca
Ali’nin takibi ile ilgili gelişmeler. [36]

Huzur-ı Sami-i Cenâb- Vilayet-penâhiye
Müstecildir.
C.[cevap] 19 Şubat [1]321
Dün Emirli Madeni’nde jandarmalardan birinin katl ve diğerlerinin tüfekleri iki kişi tarafından gasp edildiği haber alınır alınmaz derhal tahkikâta zabıta ve polis memuru takibâta Çamlıcalı Hüseyin kolu ve başkaca bir müfreze gönderilmiş ve İnce Memed ile İsmail kollarına da tebliğ edilmiş olup bu gece alınan jurnalde muvakkat jandarmalardan Hamid madende uygunsuz takımından Kürd İbiş Çavuş ve Ilıca Aşireti’nden Koca Ali ile birleşerek maden çavuşlarından Avrış hanesinde leylen saat beşe kadar işretle, dağıldığında Hamid, İbiş Çavuşla münâsebet-i gayr-ı meşruâda bulunduğu haber alındığı, şaki Koca Mehmed’in elyevm burada mevkuf biraderi Veli zevcesi Emine’nin hanesine varmak gibi tecavüzî hareketi merkumât tarafından haber alınarak tutulup, yeddindeki martin leylen ahz ve sabahleyin maden jandarmalarından Giridli Mehmed’in de kapaklısı gasp olunduğu ve karakolhanede yatmakta olan diğer jandarma Mercan, tüfeniği vermekte gösterdiği muhalefete mebnî Koca Ali tarafından kurşunla katl ve tüfeği ahz ile firar ettikleri ve takiplerine şiddetle devam edilmekte bulunduğu iş‘âr olunmuş ve Kaymakcı merkezindeki İnce Memed ve İsmail kolları o havaliye kâfi görülmüş olmakla Emirli Madeni merkez ittihâzıyla Çaylı/Caylu’daki Mülazım Emin Ağa kolu oraya ikâme ve irâde-i celile-i fehimâneleri vechile Mösyö Vilson’un emr-i muhâfazası hakkında Emin Ağa’ya ayrıca talimât-ı lazıme de i‘tâ olunduğu ve îka‘ olunan şu cinâyet işretten ve bir kadından dolayı hasıl olan husumetten münbais bir keyfiyet idüğü maruzdur.
Ödemiş Kaymakamı Şakir
Fî 20 Şubat Sene [1]321 [5 Mart 1906]

Necat Çetin arşivi


Necat Çetin arşivi

Belge 4. Padişahın affına mazhar olan Çamlıcalı Hüseyin’in arkadaşlarından Adagümeli Koca Mehmed ve Kurucovalı Musa’nın bazı munasebetsiz halleri görüldüğünden yeniden tevkif edilmeleri. [37]

Ödemiş Kazası Kaymakamlığı
Huzûr-ı Sâmî-i Cenâb-ı Vilâyet- penâhîye
Maruz-ı çâker-i kemineleridir.
Târik-i şekavette iken mazhar-ı avf-ı âlî hazret-i hilâfet penâhî olan ve ahiren efrad-ı muvakkate meyanına kayd ve kabul edilen Çamlıcalı Hüseyin rüfekasından Adagümeli Koca Mehmed ve Kurıcaovalı Musa bazı gûna münasebetsizlikte bulunarak terk-i hizmet ve ihtiyâr-ı zillet ettikleri haber verilmekle taharri ve derdestleri lüzumu merkum Çamlıcalı Hüseyin ve takib binbaşılığı vekaletine tebliğ edildiği halde elyevm derdest olunmamışlar olub ahiren icra olunan tahkikat ve istitlaata nazaran merkumât bir gün Adagide’de sabahleyin temin-i maişetine giden kırk elli kadar muhadderât-ı İslamiye[nin] yolunu keserek birer birer yüzlerini açıp baktıktan ve emel ve arzularına muvâfık iki bâkir ve namuskârı ahz ve tefrik ettikten sonra daha orada ve mütebaki-i muhadderât-ı İslamiye muvacehesinde ve suret-i aleniyede cebren bikrlerini izaleye ictisâr ve sonra da kızları mübadele ile şenâat-ı vâkılarını tekrarla firar ettikleri anlaşılıp bu Adagide sekiz yüzden ziyâde haneli ve üç bin beş yüz kadar nüfusa şâmil ve bir kaza merkezine muadil bir kasaba olduğu halde şu suret-i vahşet- kârenede cereyan eden şu harekât-ı şenâatkâranenin vukunu men’ ve akîb [38] -ı vukuatta ahz-ı sâre ve hiç olmazsa vaktiyle hükümet-i seniyyeye ihbâra şitâb olunmak halkı bi’l-külliye istilâ eden havf-ı vahşetten ve cezasız kalan ve tehdidlerini ikaa muktedir bulunan ef’âl-i melânetkârane mütecâsirleri gittikçe tekessür ve meyl ve rağbet edenler de tezâyüd etmekle bi’z-zarure hâmileri çoğalmakta bulunmasından neş’et edegeldiği ve eğer ki bu kazada şu ahvâli kasr ve tehdid edecek bir tedbir-i umûmi ve siyâsî ittihâz ve tatbik olunmadığı surette emniyet ve asayişi tâ kökünden ihlâl etmiş olan şekâvet def’ ve izâle edilemeyeceği ve şu ahvâl-i esef […] neticesi cebren kız kaçırmak ve izâle-i bikr etmek fezâhati bir zamanda ya da fazilet adadından kabul ve telakki edileceği istidlâl edilmekte olduğundan ve her iki rezilin hayyen veya meyyiten derdesti sureti ifalarına ve binbaşılık vekaletine tebliğ edildiğinden bu babda ara-yı […] itimamları ne merkezde şeref-sânih olursa onu harfiyen tatbik ve icraya hazır bulunmak azrına cü’ret eyledim. Ol babda ve herhalde emr ü fermân hazret-i menlehül emrindir.

Fî 18 Zikade Sene (1)323 ve Fî 1 Kanunusani (1)321
Ödemiş Kaymakamı

Necat Çetin arşivi

[1] – Köyün esas adı “Samurca” iken zamanla “Samılca” haline dönüşmüş. Daha sonra Cumhuriyet döneminde “Çamlıca” olarak değiştirilmiş. Araştırmacı Behiç Galip Yavuz’a göre 1856 doğumludur. Bakınız: Behiç Galip Yavuz, Yukarı Küçük Menderes Havzasında Zeybekler, 3. baskı, Ödemiş, 2012, s. 139.

[2] – Behiç Galip Yavuz Çamlıcalının zeybekleri olarak; İsmail, Kara Hasan, Gökdeli Mehmet, Korgalı Ali, Halil İbrahim, Çamlıcalı Molla Osmanların Tahir, Mendegümeli Saimoğlu, Çamlıcalı Molla Hüseyinin İbrahim, Mendegümeli Kurşunun Şakir, Çamlıcalı Kürdüllü Abdullah, Çamlıcalı Mehmet, Mendegümeli Mustafa Ali, Çamlıcalı Gacaroğlu İbrahim,Mendegümeli Çolak Mustafa, Çamlıcalı Salih, Çamlıcalı Serif Ali oğlu Mestan, Çamlıcalı Hüseyin efenin Abdullah, Çamlıcalı Hüseyin efenin Mehmet, Çamlıcalı Hüseyin Efenin Nuri belirtmektedir. Bakınız: Behiç Galip Yavuz, age, s. 140.

[3] – Kimliği tespit edilememiştir.

[4] – Daha önce idari yönden Bayındır Kazasına bağlı iken bu gün Tire ilçesine bağlanmıştır.

[5] – Yörük kesimi “Mestan” ismini “Mıstan” diye telaffuz eder. I. Dünya savaşında dört sene İngilizlere esir olmuş. Savaş bitince köyüne dönüyor. Geldiğinin ikinci günü efe yanına çağırıyor.

[6] – 13 sene askerlik yapmış. Dönünce efe yanına almış. Çok iyi aşçıymış. [7] – Efenin celladır ki her efenin bir cellâdı vardır.Kendisi Çamlıca’dan eşi Bozcayaka’lıdır. Torunu Adagide’den İsmet Özer’dir.

[8] – Kızanlarından Bozcayakalı Kara Mehmet, Çamlıcalıyla gezerken efesiyle arası açıldı. Zeybekliği bıraktı. Aydın’da ticaretle uğraşmaya başladı. Daha sonra Adagide’de ticaret yaparak zengin oldu. Vakıf Bank’ın altındaki pek çok dükkân onundu. Bu günkü Yıldız Kent Müzesinin karşısında büyük bir tütün işletme mağazası vardı. Yüzlerce insan çalışırdı. “Bozcayaka” soyadını aldı.

[9] – Selçuk.

[10] – Kadın.

[11] – Çakıcı’nın Çamlıcalı’ya aşağılamak için söylediği lakabı.

[12] – Şimdi.

[13] – Osmanlı düze indirdiği efeleri kır serdarlığında görevlendirmiştir.

[14] – Silahlıçatışma.

[15] – Bugün.

[16] – Kurtulamayacağım.

[17] – Moğol’un bozulmuş şekli.

[18] – Halk arasında Üsen: Hüseyin.

[19] – Bana.

[20] – Bak hele.

[21] – Başbakan Adnan Menderes’in (anne babası)dedesi. Mezarı Tire mezarlığındadır.

[22] – Zaliha.

[23] – Çoban Mehmet aynı zamanda Çakıcının eniştesi ve en güvendiği kızanıdır.

[24] – Zeybeklik böyledir. Hasımları ölüsünü rahatsız etmesin diye dağda bir yere gömülür. Çoğunun mezarı bu nedenle kayıptır. Dağda zaptiyeler tarafından öldürülen bir zeybeğin gövdesi orada bırakılıp, kellesi kesilerek hükümet konağı önünde teşhir edilir. Bu yüzden pek çok zeybek Çakırcalı Ahmet Efe ve oğlu Çakıcı Mehmet Efe gibi mezarında kellesiz yatar. “Kelle koltukta gezmek” denir ya! Çoban Mehmet’in ölümü Çakıcıyı çok üzmüştür.

[25] – Ödemiş Hamam köy.

[26] – Doğada doğal halde bulunan dikenli böğürtlen.

[27] – İçinde 500 senelik kara selvi vardır.

[28] – Ödemiş Ovakent Beldesi.

[29] – Ödemiş Konaklı.

[30] – Efe bu oğlu Nuri’den çekinirmiş. “G(K)ara olandan kokarım ben” dermiş.

[31] – Hüseyin hariç hepsi efelik yapmıştır.

[32] – Fotoğraf efenin torunu Emine Güzer özel arşivinde alınmıştır. Teşekkür ederiz.

[33] – Başbakanlık Osmanlı Arşivinden (BAO) belgeleri temin ve çevirisini yapan Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi enstitüsü araştırma görevlisi sayın Hakan Yaşar’a teşekkür ederiz.

[34] – BOA, Y..EE..KP.. 24 2347 1323S 01 3.

[35] – BOA, Y..EE..KP.. 24 2382 1323Ra 03 1

[36] – BOA, Y..EE..KP.. 27 2682 1324M 09 2

[37] – BOA, Y..EE..KP.. 27 2615 1323Za 18 1

[38] -Bir şeyin arkasından gelen.

Kaynaklar
Arşiv belgeleri
Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA)
BOA, Y..EE..KP.. 27 2615 1323Za 18 1
BOA, Y..EE..KP.. 27 2682 1324M 09 2
BOA, Y..EE..KP.. 24 2347 1323S 01 3
BOA O, Y..EE..KP.. 24 2382 1323Ra 03 1
Araştırmalar
Yavuz, Behiç Galip, Yukarı Küçük Menderes Havzasında Zeybekler, 3. baskı, Ödemiş, 2012.
Kaynak Kişiler
Emine Güzer (Çamlıcalı’nın torunu) özel fotoğraf arşivi
(Bu araştırma 2002-2003 yılları arasında Ödemiş ve çevre köylerinde yapılmıştır. Kaynak kişilerin ne yazık ki bugün hiç biri hayatta değildir.)
Efenin torunu Adagüme’den Ayşe Güzer
Efenin torunu Bozcayaka Köyünden Fadime Özgün
Bozcayaka Köyünden Mehmet Ali Duran

Necat Çetin
1963 İzmir Torbalı Ormanköy köyünde doğdu. İzmir Yapıcıoğlu İlkolu, Torbalı Lisesi ni bitirdi. 1986 Ege Üni. Tarih Bölümü mezunu. Dokuz Eylül Üni. Atatürk İlk. ve İnk. Tarihi Ens. Yükseklisans aldı. Uzman Tarih öğretmeni. Gaziantep, Bitlis ve İzmir'de çeşitli lise ve ilköğretim okullarında öğretmenlik yaptı, Bayındır Ülfet Onart Anadolu Lisesi ve Torbalı Kazımpaşa İlköğretim Okulunda müdürlük görevvinde bulundu. Şuan İzmir Torbalı Özbey İÖO. okul müdürü. Osmanlı Nüfus tarihi, kültür ve halk edebiyatı alanında derleme ve araştırmaları vardır. 20 ye yakın ulusal ve uluslararası kongre ve sempozyumlarda bildiri ve tebliğ sundu.

Erlik Kan ve dünyanın sonu

Önceki yazı

Millet ve biz yok, birlik halinde millet var!

Sonraki yazı

Bu yazılar da ilginizi çekebilir

Yorumlar

Bir yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha fazla yazı Osmanlı Tarihi