“Hayvanlardan en şiddetli ısıran hangisidir?” diye sordular. “Vahşi hayvanlardan insanın gıyabında konuşanlar; ehli hayvanlardan dalkavuklar.” diye cevap verdi.
Yunanistan’ın hangi tarafında akıllı adamlar gördüğünü sordular. “Isparta’da birçok çocuk gördü. Fakat hiç bir yerde adam görmedim!” cevabını verdi.
Bir gün elinde yanar bir fener olduğu halde dolaşıyordu. Ne aramakta olduğunu sordular. “Adam arıyorum!” dedi.
Derdi ki: “Birtakım ehemmiyetsiz şeylerde insanların birbirlerinin önüne geçmeye çalıştıkları görülüyor. Fakat hiç fazilet yolunda en öne geçmek gayretinde bulunan görünmüyor.
Gene bir defa sokak ortasında “Adamlar! Adamlar!” diye haykırmaya başladı. Birtakım halk etrafına toplandı. “Ben adamları çağırıyorum!” diye onları sopasıyla ürküttü.
Bir gün ciddi, faydalı bir nutuk veriyordu. Önünden birçok adamlar geçtiği halde bunu dinlemeye rağbet eden olmuyordu. Birdenbire şarkı söylemeye başladı. Halk derhal başına üşüştü. “Sade eğlence ararsınız. Hiç doğru söz dinlemek zahmetine katlanmazsınız!” diye cümlesini tekdir etti.
Kaynak:
Fenelon’dan çeviren: Muallim Naci, Hayat tarih mecmuası, sayı: 4, mayıs 1966, s. 17
Yorumlar