1-13 — Biz Parïjde kezdestik
1-13 — Biz Paris’te karşılaştık
— Mine, Ospan da keldi.
— Jak! Qanday qwanış! Sen qaşan keldiñ?
— Keşe keldim.
— Qay qonaq üyde turasıñ?
— ‘Qazaqstanda’ turamın.
— Öte jaqsı. Ortalıqta turasıñ. Almatıda qanşa kün bolasıñ?
— 15 kün bolamın.
— Apa, biz Parïjde kezdestik.
— Bilemin, Jak mağan ayttı sender Parïjde kezdesipsiñder. Men qazir tamaq jasaymın. Ospan, ne isteyin? Et asayın ba älde kespe jasayın ba?
— İşte, Osman da geldi.
— Jacques! Ne mutluluk (kıvanç)! Sen ne zaman geldin?
— Dün (“gece”) geldim.
— Hangi otelde (misafir evinde) kalıyorsun (duruyorsun)?
— “Kazakistan”da kalıyorum.
— Çok iyi. Merkezde kalıyorsun. Almatı’da kaç gün kalacaksın (olacaksın)?
— 15 gün kalacağım (olacağım).
— Anne, biz Paris’te tanıştık.
— Biliyorum, Jacques bana dedi, siz (senler) Paris’te tanışmışsınız. Ben şimdi yemek yapıyorum. Osman, ne yapayım? Et mi pişireyim yoksa kesme mi yapayım?
kespe (kesme): Bir tür erişte çorbası
Keşe: dün (geçmekten geçe/gece, geçmiş gün manasına gelir, güneşin batışından çıkışına kadar olan saat anlamına gelmez.)
Tün: gece (Etimolojik olarak dün ile aynı söz olan tün, gece demektir, yani güneşin batışından çıkışına kadar olan vakit anlamına gelir. Türkiye Türkçesindeki tünemek gibi sözler dün sözünün asıl anlamından gelmektedir. Bu anlam kaymasının oluşmadığı vakitlerde, Osmanlıcada “dün ü gün” gibi ifadeler vardır. Bu ifadenin manası da “gece ve gündüz”dür.)
***Umarım keşe ile tünü artık karıştırmazsınız.
kezdesw: karşılaşmak, tanışmak, buluşmak (Birebir çevirisi kezleşmek olur. Türkçede kez, zaman anlamına gelmektedir. Bu anlam üzerinden Kazaklar aynı vakitte bulunmak, bir araya gelmek anlamında kezleşmek demişler.)
Soru Sözleri (kim, qalay, ne üşin, qaşan, qanday, ne)
1 – Eki künnen keyin kelemiz. Qaşan kelesiñder?
İki günden sonra geleceğiz. Ne zaman geleceksiniz?
2 – Jumıs üşin keldi. Ne üşin keldi?
İş için geldi. Niçin geldi?
3 – Jüzden astam adamdar boldı. Adam köp boldı ma?
Yüzden fazla insan vardı. Çok kişi var mıydı?
4 – Sen twralı söylestik. Kim twralı söylestiñder?
Senin hakkında (sen doğrulu) konuştuk (söyleştik). Kimin hakkında konuştunuz?
5 – Kitaptı poçta arqalı jiberdim. Kitaptı qalay jiberdiñ?
Kitabı posta yoluyla yolladım. Kitabı nasıl yolladın?
6 – Tañerteñden keşke deyin televïzor qaraydı. Ol kündüz ne isteydi?
Sabahtan akşama değin televizyon izliyor. O gündüz ne yapıyor (işliyor)?
7 – Bul üy keñ saray day.* Bul üy qanday**?
Bu ev geniş saray gibi Bu ev ne gibi (nasıl)?
*Bizdeki “gibi” benzetme sözü yerine Kazakçada day-dey eklerini görüyoruz. Bu ek aslında tamamiyle bizdeki “kadar” anlamına gelen “dek” ile aynıdır. Günümüzde benzetme anlamında kullanımı bitmiş olsa da Osmanlıcada “gibi” yerine kullanılmakta idi. “Gam gussam başımdan aşıb, ben dek derde kalan yokdu. – Köroğlu”
**day ekinin “gibi” anlamına geldiğini gördük. Şimdi de “qanday” soru sözünü inceleyelim. Qan soru kökü eski Türkçede “ne” demektir. Buna göre “qanday” birebir açılırsa “ne gibi” anlamında olur. Bu anlam üzerinden doğrudan “nasıl” yerine de kullanılmaktadır.
DAHA FAZLA SORU CEVAP CÜMLELERİ !!!
1 – Sen Almatığa qaşan barasıñ? Men Almatığa qısqa taman baramın.
Sen Almatı’ya ne zaman gideceksin (varırsın)? Ben Almatı’ya kışa doğru gideceğim.
2 – Toyda adam köp boldı ma? Toyda jüzden astam adam boldı.
Düğünde adam çok muydu? Düğünde yüzden fazla adam vardı.
3 – Sen jalğız kelesiñ be? Men Saramen birge kelemin.
Sen yalnız mı geleceksin? Ben Sara ile birlikte geleceğim.
4 – Biz qaşan söylesemiz? Biz kinodan keyin söylesemiz.
Biz ne zaman konuşacağız? Biz filmden sonra konuşacağız.
5 – Bul üyde tağı kim turadı? Bul üyde menen basqa eşkim joq.
Bu evde daha kim var? Bu evde benden başka hiçkimse yok.
6 – Sen qaşan kelesin? Men jumıstan soñ kelemin.
Sen ne zaman geleceksin? Ben işten sonra geleceğim.
7 – Budan basqa jol bar ma? Budan basqa jol joq.
Bundan başka yol var mı? Bundan başka yol yol.
8 – Ol nege keldi? Ol sen üşin keldi.
O niye geldi? O senin için geldi.
9 – Siz qaşan keldiñiz? Men sizden burın keldim.
Siz ne zaman geldiniz? Ben sizden önce geldim.
10 – Siz onı jaqsı bilesiz be? Men onı köpten beri bilemin.
Siz onu iyi tanıyor musunuz? Ben onu çoktandır (çoktan beri) biliyorum.