Mağdur olduğunu iddia eden isyan arifesinde bir şehzadenin babasına yazdığı mektubu okuduğum video için bkz:
Şehzade Bayezid’in babası Kanuni Sultan Süleyman ile yaşadıkları sorunları açık bir Türkçe ve net bir ifade ile yazdığı mektupları oldukça dikkate değerdir. Kardeşi Şehzade Selim ile büyük anlaşmazlık içinde olan Bayezid, Amasya civarına gelse de ısrarla Ankara’da bulunmayı talep ediyordu.
Bir önceki mektubunda Amasya’da bulunmayı istemeyen hatta “bu şehirden ürkdüm” diye ifade eden Bayezid bu mektubunda Çorum civarına geldiğini belirtiyor. Mektubuna “kulunuzum, kurbanınızım, ayağınızın turabıyım, başım yolunuza feda olsun, bu hâksâr bendenizi feramuş (unutmak) etmeyiniz” gibi uzunca bir saygı ve itaat ifadelerine yer veren şehzade bazen “bu kulunuza zulmettiniz” gibi sert ifadelere de yer veriyor.
“Şehzade Selim’in yanına nice beylerbeyiler toplanırken ses çıkarmıyorsunuz benim yanıma mazul bir sipahi gelecek olsa icazet vermiyorsunuz” bâbında ifadelere yer veren Bayezid kendi adamlarını tahsil için bile olsa kullanamadığını söylüyor. Sivas Beylerbeyisinin kendisine zorluk çıkardığını, adamlarını hapsettiğini belirtiyor. Teke ilinden Kara Şahin adında bir sipahisini öldürüp kellesini İstanbul’a gönderdiklerini yazan Bayezid, tüm bu işlerin ardında kardeşi Şehzade Selim olduğunu üstü kapalı da olsa ima ediyor. Çorum civarında bulunsa da burada kuraklık olduğu için çayır bulunmadığından dolayı mecburen Ankara civarına geldiğini açıklamaya çalışmış.
Son olarak da babası Sultan Süleyman’ın sen şarap içmeye heves ediyormuşsun terk edesin diye yazdığına cevap olarak “Sultanım ben şarab içmezim, tevbelüyüm, estağfirullah, şöyle bilesiz şarab içeni dahi sevmezim” ifadeleriyle kendisini savunmuş.
Kaynak:
Şehzade Bayezid’in babası Kanuni Sultan Süleyman yazdığı mektubu. Bakınız: Başkanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi, Evrak (TSMA.e), 0657