İstanbul’un, süslü, güzel, velveleli ufkundan
Bir ses çıkıp yükselir.
Uzaklara uçar gider eski bir Türk okundan
Kısrağında daha zorlu bir tizlikle, sonra bir
Fırtınadır kopartır;
Asyamızın göbeğinde, bu hoş sesi duyanlar
Koç yiğitler, arslanlar
Üşüp gelir, kucaklaşır, göğüsleri kabartır;
Yenilmeyen yiğitlik…
Ben değilim yabancısı, tanıyorum, bu sesi
Şimdi buldum, bu ses senin sesin Türklüğün perisi!
Bir yıl evvel duymayarak feyz alırken karşında
Defterimin başında.