Hayvan maskeleri taşıyan «tös» ler de, ongun olarak, savaşlarda taşınırdı ve bütün Eurasia’da yaygındı. Kurt başlı «tös» hakkında araştırma yapan K. Trever bu «tös» ün bilhassa yaygın olduğunu göstermişdir. Yazılı kaydlara göre, kurt ongunu İç Asyada, Çinlilerin «Wu-sun» (veya «U-sun») dediği ve sarışın bir europeoid kavm olarak tasvir ettiği boyların hükümdâr soyuna ve Kök-Türkler ile Kagnılı ve Uygurların kağan. sülâlesine atf edilmektedir. Zuev, Çinlilerin «A-shi-na» dediği Kök-Türk kağan soyunun asıl adının «Uysun», olup bunların «Wu-sun» lardan olduğunu sanmaktadır. Nitekim Çim kaydları sarışın Kök-Türklerin «Wu-sun» lardan indiğini söylerler. «Wu-sun» lar M.Ö. 150 sıralarında Çin sınırlarından Isık-köl’ün güneyine göç etmek zorunda kalmışlar ve efsâneye göre hükümdârın oğlunu bir dişi kurt kurtarmıştı.
Kök-Türk Kağan soyunun IV. yüzyıldan türeyiş efsânesinde de mümâsil bir menkıbe olduğunu göreceğiz. Muhtelif araştırıcılar «Wu-sun» ların Türklerden olduğu ve bilhassa Kırgızlara yakın bulundukları nazariyesini ileri sürmüşlerdir. Trever’in araştırmasına göre, Kök-Türklerin kurt başlı bayrağına (lev. XXXVIII, LVII, LVIII a) benzer şekilde, bir kurt başı ve kuyruğundan ibâret bir alâmet, M. II. yüzyılda, Dakia’lılar ve Teuton ırkından Markomann’lar tarafından kullanılmakda idi. Danemarka’daki Kelt’lerin de benzer alâmetleri olduğu, onlara atfedilen bir eserdeki tasvirlerde görülür B. Bu husûs Kelt ırkının İç Asyaya da yayılması hakkındaki Gumilev’in görüşlerini destekler. Trever’in araştırmalarına göre Parth’ların da böyle bir bayrağı olup, bu bayrak bir yılan şekli tasvir ediyordu. Parth bayrağını I. yüzyılda Flavius Arrianus tarif etmişdi : bir direğe asılmış bulunan ongunun keçeden vücûdu torba şeklinde idi. Rüzgâr ongunu şişirince; ongun harekette gibi görünüyordu. Torbanın içinden rüzgârın iniltileri de duyulup, ongun canlı imiş gibi bir hâl alırdı.
Hunlara atfedilen, fakat Kagnılı boyların Kuzeyli kollarının illerinden olan, Orkun vâdisi bölgesindeki Noyn-ula mezarında da böyle bir hayvan şeklinde torba çıkmıştır (lev. XVIII c ) . Türlü renkte keçelerin birbirine dikilmesinden vücûda gelen torba, yine aynı mezarda bulunan tahtadan kurt başı ile birlikde bir direğe takılınca, Türklerin «böri» (kurt) ongunu vücûd bulmuş oluyordu (lev. X XX V III). Bu «tös» Kagnılı. boylara âid olabilir, çünki onlara mensûb Uygurların devrinden Türkistan resimlerinde böyle «tös» tasvirleri vardır (lev. X X X V III/b ). Fakat Doğu Hunlarına da atfedilebilir. Çin kaynakları Doğu Hunlarını ve Doğu Türklerini aynı millet sayarlar. Ancak Kagnılı türeyiş destanında «böri» menkibesi Hun devrinin sonunda yer alır. Kagnılı boyların efsânevî ceddi,Doğu Hun hükümdârının kızı ile, bir erkek «böri» den doğmuş sayılıyordu. Demekki türeyiş efsânesi belki Kagnılı boyların Hunlar ile karışmasına işâret etmektedir.
Kaynak:
Emel Esin, İslamiyetten önceki Türk kültür Tarihi ve İslama giriş (Türk kültürü el kitibı, II, cild l/b’den ayrı basım, Edebiyat Fakültesi Matbaası İstanbul 1978, S. 18-19