Mehmed Fuad Köprülü, 1890 yılında İstanbul’da doğdu. İsmail Faiz Bey’le Hatice Hanım’ın oğludur. IV. Mehmed devri vezirlerinden Kıbleli-zâde Mustafa Paşa ile Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa’nın kız kardeşinin evlenmesinden inen bu aile, “Kıbleli-zâdeler” diye ünlüdür. Köprülü-zâde Mehmed Fuad Bey», Mercan idâdîsini (lisesini) bitirdi. Biraz hukuka devam etti, sonra yüksek tahsili bıraktı. Fakat şahsî gayretiyle kendisini çok iyi yetiştirmişti. Liselerde edebiyat okuttu. 1913’te 23 yaşındayken Halid Ziya Uşaklıgil’in yerine İstanbul Üniversitesi’nin Türk Edebiyatı Tarihi muallimliğine (profesörlüğüne) seçildi. Bir müddet sonra müderris (ordinaryüs profesör) oldu. Bu büyük milli kültür kürsüsünü iktidarla işgal etti. 1913’te Bilgi dergisini çıkartmaya başladı. Bu dergide Türk Edebiyatı’nda Usul adlı eserini yayınladı. Türk edebiyatı tarihinin nasıl ve hangi metodlarla incelenmesi gerektiğini ortaya koydu. Fuad Köprülü ile edebiyat tarihçiliği ve umumiyetle tarihçiliğimiz, ortaçağdan kurtulup, modern çağa geçmiş sayılabilir. Daha önce, XIX. yüzyıl sonlarında Türkiye’de epigrafi (kitabeler ilmi), nümizmatik (meskükât, madenî paralar ilmi) Avrupa’daki seviyeye çıkmışsa da, asıl tarihçilik ve edebiyat tarihçiliği henüz geleneksel metodla yapılıyordu
Fuad Köprülü, 1915’te Milli Tetebbülar Mecmuası’nı yayınlıyarak, Ziya Gökalp’le beraber “Türkçülük” akımının ilmî cephesini kurdu. 1918’de Türk Edebiyatı’nda İlk Mutasavvıflar adındaki büyük eseri çıktı. Burada, Ahmed Yesevî ile Yunus Emre’yi, örnek bir şekilde inceledi ve milletlerarası ün kazandı.
Birçok defalar Edebiyat Fakültesi Dekanı, 1924’te Maarif Vekâleti müsteşarı, Mekteb-i Mülkiye’de (siyasal bilgiler) müderris oldu. 1924’te Türkiyat Enstitüsü’nü kurdu ki, bu tarih, Türkolojinin dönüm noktalarından biridir. 1925’te Türkiyat Mecmuası’nı, 1931’de Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası’nı yayınlamıya başladı. Pek önemli olan hukuk ve iktisat tarihi dallarının Türkiye’deki kurucusu oldu. Pekçok milletlerarası ilmî kongreye katıldı. Pekçok akademi ve ilmi kuruma, bu arada Çekoslovakya Şarkiyat Kurumu’na, Macaristan Şarkiyat Kurumu’na, Sovyetler Birliği İlimler Akademisi’ne üye seçildi. 1945’te, Kars ve Ardahan’ın tarihin en eski devirlerinden beri Türk memleketi olduğunu ileri süren yazılar yayınlayınca, buraları Gürcistan’a katmak isteyen Stalin’in emriyle Sovyet Akademisinden ihrac edildi. Köprülü, birkaç fahrî doktora payesi de aldı. 1927’de Heidelberg, 1938’de Paris’te Sorbonne, sonra Atina üniversiteleri, Köprülü’ye bu pâyeyi verdiler. Bilhassa Sorbonne’dan aldığı “Honoris Causa” doktora payesi, pek nadir tevcih edilen bir ilmi derece olduğu için mühimdir. 1933 Üniversite ıslahatında Köprülü. ordinaryüs profesör ve edebiyat fakültesi dekanı oldu. l928’de önce Latin harflerinin kabülü aleyhinde kampanya açtığı halde, harf inkılâbından sonra Latin harflerini savundu. 1941’den başlıyarak İslam Ansiklopedsi’nde bazıları birer monografi büyüklüğünde pek değerli makaleler yazdı. Esasen bu ansiklopedinin üç batı dilinde Leiden’de yayınlanan aslında da pek mühim ve uzun maddeleri kaleme almıştı. Birçok eser. çeşitli dillere çevrildi. Türk Edebiyatı Tarihi’nden sonra Divan Edebiyatı Antolojisi’ni, 4 kitaptan ibaret Türk Saz Şairleri’ni, 2 ciltlik Türk Saz Şairleri Antolojisi’ni yayınladı. Halk edebiyatımızı iyice tanıttı.
Kars milletvekili olunca Ankara’ya yerleşti. Hukuk ve Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde bazı dersler verdi. 3 arkadaşı ile beraber Cumhuriyet Halk Partisi’nden ayrılıp Demokrat Parti’yi kurdu. l950’de dışişleri bakanı oldu. Fakat uzun müddet kaldığı bu bakanlıkta hiçbir başarısı görülmedi. Bir ara başbakan yardımcısı ve devlet bakanı da oldu. Sonra Demokrat Parti’den ayrıldı. Siyasî hayatı, hazırlamakta olduğu birçok pek mühim eserini ortaya koymasına engel oldu. Fuad Köprülü’nün hususi kütüphanesi, yalnız Türkiye’nin değil, dünyanın en zengin hususi kütüphanelerinden biri olarak ünlüdür. Küçük Ayasofya’dan konağında bulunan bu kütüphaneyi, Istanbul’da kuracakları bir enstitüde kullanılmak şartıyla Amerikalılar’a satmıştır. Fuad Köprülü. 28 haziran 1966’da 76 yaşında İstanbul’da öldü. Bir müddet önce Ankara’da geçirdiği bir trafik kazasının ârızalarından kurtulamamıştı. İlk hanımından doğan Orhan Köprülü, 0smanlı tarihinde mütehassıs değerli bir tarihçi iken. siyasete atılıp ilim hayatından çekildi. ikinci hanımından doğan Beyhan Köprülü, Yeni Kolej müdürü Mehmed Ali Kırca’nın oğlu. CHP. milletvekillerinden Coşkun Kırca ile evlidir. Almanca’dan değerli tercümeler yapan Cemal Köprülü, Fuad Köprülü’nün amca oğludur. Köprülü’nün tarihteki büyük başarısı, asistanlarını Avrupa’ da olduğu gibi ekip hâlinde çok iyi çalıştırmasmı bilmesiyle izah edilebilir.