Hunlarda ağır silahlar, birkaç geleneğin etkisiyle III. yüzyıla doğru ortaya çıktı. Uzun yay ve üç demir başlıklı ok, mızrak, uzun kılıç, kılıç namlusu ve hançerden oluşan saldırı silah takımı, Hunlarda daha M. Ö. III. yüzyılda mevcuttu.
M. Ö. II. yüzyılda Hunların silahları, Güney Mançurya’dan gelip Moğol bozkırlarına hâkim olan ve Hunları batı ile güneye iten Moğolca konuşan Siyenpilerin etkisiyle uzun mızrak ve dikey demir şeritlerden oluşan yüksek konik miğferlerle zenginleşti. Batı’ya kayan Hunlar Orta Asyalı İranlılardan vücudun tamamını koruyan silah ve zırhlı takımı ile at koşum takımını benimsediler.
IV–V. yüzyıllarda Hunların zırh takımı, gövdenin üst kısmını koruyan yelekten oluşuyordu. Jiletin üzerine dik yakalı ve omuzluklu pelerin giyerlerdi. Bacakları korumak için de bele metalden yapılmış ve hafifçe eğri olan uzun bir şerit takılırdı. Kolları korumak için ise kollara, benzer bir parça takılırdı. Zırh takımını, dizçek ile etrafı demirle kaplanan yuvarlak veya dikdörtgen tahtadan yapılmış kalkan tamamlamaktadır.
Demir ya da çelik halkacıklardan yapılmış önden açılır zırh, kabuklu zırh, lamellar zırh vb. zırhlar savunma teçhizatının güvenliğini artırıyordu.
M. Ö. III. yüzyılda Hunlarda oluşan silah ve koşum takımı süsleme üslubu, Tanrı Dağları – Orta Asya geleneğine aittir. Bunun en önemli özelliği altın fonla(cilalı veya kakma eylemi ile yapılmış geometrik süslemeler) değerli yakutların ya da kızıl renginin farklı tonlarındaki renkli parlak taşlarla (kırmızı akik, süleymantaşının bir çeşidi olan almandin / bazen taşların yerini kırmızı cam alıyordu) uyumuydu.
Kaynak:
Rafail Hakimov – Atlas Tartarica, Tatarlar ve Avrasya Halklarının Tarihi, Tataristan Cumhuriyeti: Dünü ve Bugünü, Çevirmen: İlyas Kemaloğlu, Tataristan Cumhuriyeti Ş. Mercanî Tarih Enstitüsü, Tataristan Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanlığı, Kazan – Moskova – St. Petersburg – İstanbul, 2017, s. 74