Lozan ve Sevr Antlaşmalarına Göre Sınırlar Sevr Antlaşması, Osmanlı tarihindeki en ağır şartlara sahip antlaşmadır. İçerik olarak bakıldığında tamamen Osmanlı Devleti’ni parçalamaya ve bir ulusu esir etmeye yönelik olduğu açıkça görülmektedir. Osmanlı Devleti’nin sınırları hâkimiyetindeki İslam ülkeleriyle birlikte 24.000.000 km²’ye kadar uzanıyordu. Devam eden süreçte kaybedilen savaşlarla birlikte sınırlar ciddi anlamda daraldı. Birinci Dünya Savaşı başladığı sırada Osmanlı Devleti’nin sınırları 5.000.000 km²’ye kadar gerilemişti. Yaklaşık 5.000.000 km² büyüklüğünde bir toprakla Birinci Dünya Savaşına giren Osmanlı Devleti savaşı kaybetti ve savaş sonunda imzaladığı Sevr Antlaşması ile sınırları iyice daraldı.
Sevr Antlaşması’nda sınırlar ile ilgili hükümlere bakıldığında Osmanlı Devleti’nin sınırları İstanbul’un bir kısmı batısında Bilecik’ten güneyde Nevşehir, kuzeyde Sinop, doğuda ise Muş, Erzincan doğrultusunda Giresun’a kadar uzanmaktadır. Peki, geriye kalan Osmanlı topraklarına ne oldu. Onu da şöyle özetlemek gerekirse; Midye- Enez hattının batısında kalan topraklar (Batı Trakya) ve İzmir, Manisa çevresi ve Ege Adaları Yunanistan’a verildi. Balıkesir’den Denizli’ye ulaşan, Konya, Antalya’dan Karaman’a kadar ulaşan bölge yani İç Batı Anadolu’nun büyük bir kısmıyla Güneybatı Akdeniz İtalya’ya verildi. Tokat’tan başlayarak Kayseri, Adana, Mersin hattı ile Mardin, Elâzığ, Sivas hatları arasında kalan ve güneyde Suriye’nin de dâhil edildiği topraklar Fransa’ya verildi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin küçük bir kısmı ile Musul ve Irak İngiltere’ye verildi. Doğu Anadolu’da ise Kars, Ardahan, Artvin, Trabzon, Rize, Erzurum, Muş, Van Bitlis, İtilaf Devletleri tarafından kurulacak olan Ermenistan’a bırakılmıştır. Boğazlar bölgesi ise İtilaf Devletleri’nin ortak işgal bölgesi haline getirilmiştir. Görüldüğü gibi Osmanlı Devleti’nin toprakları İtilaflarca, paylaşılmıştır. Osmanlı Devleti’ne ise küçük bir bölge bırakılmıştır.
Öte yandan Sevr Antlaşması’nın dokuzuncu kısmı “Mısır, Sudan ve Kıbrıs” başlığını taşımaktadır. 101-112. maddeler Mısır ile 112-114. maddeler Sudan ve 115- 117. maddeler ise Kıbrıs ile ilgilidir. Onuncu kısım Fas ve Tunus’a ayrılmış ve 118-119. maddede Fas, 120. maddede ise Tunus ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Sevr Antlaşması’nın on birinci kısmı “Bingazi ve Adalar Denizindeki Cezayir” başlığıyla düzenlenmiştir. Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika ile ilgili hükümlerin ortak noktası, Osmanlı Devleti’nin tüm bu topraklardaki haklarından vazgeçmesi üzerinde toplanmıştır.
Lozan, bir ulusun güçlü zorluklar sonunda galip geldiği bir savaşı bitiren ve bağımsızlığının en büyük göstergesi olan belgedir. Nitekim Sevr Antlaşması ile dikta edilen zorbalıklara karşı gelinmiş vatan toprağı işgallere teslim edilmemiştir. Sevr Antlaşması ile Osmanlı Anadolu içinde küçük bir toprak parçasına razı olmuşken Lozan Barış Antlaşması ile yeni Türk Devleti’nin sınırları bir iki farkla Misak-ı Millîye uygun olarak belirlenmiştir. Batı Cephesinde yapılan savaşlar neticesinde Batı Anadolu’nun tamamı Yunan’dan temizlenmiştir. Yunanistan Karaağaç’ı savaş tazminatı olarak Türkiye’ye bırakmış, Meriç Nehri sınır olmuştur. Çanakkale Boğazı’nın güvenliği için büyük önem arz eden İmroz ve Bozcaada geri alınmıştır. Ayrıca Anadolu’ya yakın Yunan adaları asker ve silahtan arındırılmıştır. 16 Mart 1920’de işgal edilen İstanbul, işgalden kurtarılmıştır. Güney sınırı 20 Ekim 1921 Ankara Antlaşması’na göre belirlenmiştir. Ancak bu antlaşmaya göre Hatay Misak-ı Millî sınırları dışında kalmıştır. Her ne kadar Misak-ı Millîden taviz verilmiş olsa da 1939’da Hatay’ın Anavatana katılmasıyla bu taviz Misak-ı Millîye uygun olarak geri alınmıştır. Doğu Anadolu’da Ermeniler Kâzım Karabekir komutasındaki Türk Ordusu tarafından mağlup edilmiş ve 3 Aralık 1920’de Gümrü Antlaşması imzalanmıştır. Böylece Doğu Anadolu’da Ermeni işgalinden kurtarılmıştır. Doğu sınırı Lozan öncesinde belirlendiği için Lozan’da tartışma konusu dahi edilmemiştir. Irak sınırı İngiltere ile yapılacak dostane görüşmeler sonunda belirlenecektir. Ancak görüşmeler sırasına Şeyh Sait İsyanı patlak vermiş ve Musul 1925 yılında Şeyh Sait İsyanı sırasında İngiltere kontrolündeki Irak’a verilmiştir. Irak sınırı bu şekilde çizilmiştir. Yine Lozan’ın eleştirilere maruz kaldığı Kıbrıs ve Adaların verilmesi konuları ise bambaşkadır. Kıbrıs 1878’de Sultan Abdülhamid Dönemi’nde elden çıkmıştır. Adalar ise Trablusgarp Savaşı sonunda kaybedilmiştir. Trablusgarp Savaşı sonunda imzalanan Uşi Antlaşması’nda Adaların geçici olarak İtalya’nın işgalinde kalması yer almaktadır. Bundaki amaç ise Balkan Savaşı sırasında Adaları Yunan işgalinden korumaktı. Ancak Osmanlı’nın Balkan Savaşı’nı ve 1914’te patlak veren Birinci Dünya Savaşı’nı kaybetmesi üzerine adalar uzun yıllar İtalya’nın elinde kaldı. İtalya İkinci Dünya Savaşı’nı kaybedince Paris Konferansı’nda alınan karar gereğince 1947’de Yunanistan’a verildi. Görüldüğü gibi Kıbrıs ve Adalar Lozan’dan çok daha önce kaybedilmişti.
Her iki antlaşmaya da bakıldığında Sevr Antlaşması ve Lozan Barış Antlaşması arasında ciddi farklılıklar vardır. Sevr Antlaşması, Türk Milletinin yaşadığı toprakları elinden alırken, Mustafa Kemal Paşa ve Türk Milleti Lozan Barış Antlaşması ile bu toprakları tekrar geri almıştır. Lozan Barış Antlaşması’nın sınırlar konusunda Sevr Antlaşmasına karşı üstünlüğünü görmezden gelmek tarihe yapılan bir ihanettir. Her şey bu kadar açık ve net ortadayken Lozan Barış Antlaşması ile topraklarımızı sattılar gibi boş nidâlar atmak yersiz ve kabul edilemez.