Kartpostallar 1850’li yıllardan sonra yaygın bir iletişim aracı haline gelerek ilk önce Avrupa’da daha sonra dünyada yaygınlaşmıştır. Hemen hemen her şeyin kartpostapostalı üretilir hale geldi. Her şehrin, her ilçenin hatta her köyün. Osmanlı’da kartpostallar II.Abdülhamit döneminde görüldü. Etkili bir iletişim aracı olan kartpostallar her konuda insanları haberdar edebiliyordu. Stüdyo çekimi fotoğraflardan tutun da doğa, manzara veya eski eserlerle ilgili olabilmekteydi. Zaman zaman da çekilen fotoğraflara yasak getiriliyordu. Mesela saray, padişah türbelerinin içleri, kadın veya erkek resimler “adab-ı umumiye mugayyir” olarak değerlendiriliyor, bu tür olanlar toplatılıyor, sansür konuyor, yayınlanan padişah iradeleri ile sert tedbirler alınıyordu.
Çalışmada İzmir ili ve ilçeleri ile ilgili eski kartpostal görüntüleri kullanılmıştır. Çalışmada örnek verilen obje malzeme olan kartpostallar genellikle 1950-1980 yılları arası görüntülerdir. Hepsi de renkli fotoğraf olarak çekilmiştir. Görüntüler bizi o dönemki ilçelerin veya şehrin genel durumu, sokakları, bilinen caddeleri, meydanları, o dönemdeki kullanılan arabalar, araçlar, evler konusunda bilgi vermektedir. İzmir kartpostallarında kullanılan en çok görüntü herkesin bildiği alanlardır. Örneğin Konak meydanı, kordon veya Karşıyaka gibi. Bazen kartpostalda tek görüntü olduğu gibi bazen çoklu görüntüde olmaktadır.
Kartpostalı gönderen kişiler gönderdikleri kişiye hem o anı (kutlama gibi) hem de gerek yaşadıkları veya gezdikleri yerler konusunda da bir fikir vermektedirler. Eski kartpostallara bakarak o ilçenin veya o görüntünün çekildiği yerin bu günkü halini de karşılaştırma yapma imkanı vermektedir. Mesela o gün trafiğe açık olan bir alan bu gün farklı şekildedir. Ya da tek katlı evlerden oluşan bir mahalle bugün çok katlı evlerden oluşmaktadır. O dönemde yeşil alan bir alan bugün farklı şekilde kendini göstermektedir. Özellikle kartpostalı fotoğrafının çekildiği dönemi yaşayanlar hasretle o dönemleri anmakta ve özlem duymaktadır.