Hepimiz Atatürk’ü kara tahta başında Yeni Türk alfabesini halka tanıtırken çekilmiş olan bu fotoğrafı görmüşüzdür. Harf Devrimi ile özdeşleşen bu resmin aslında Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, yeni harfleri halka tanıtmak için Harf Devrimi’nden yaklaşık olarak bir buçuk ay önce çıktığı bir gezisinde çekildiğini kaç kişi biliyor?
Harf Devrimi olarak kabul edilen 1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı “Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun”un kabul edilmesiyle konuştuğumuz “dilimiz değil”, yazı yazmak için kullandığımız “alfabemiz” değiştirildi.[1]
Heyeti Temsiliye üyeleri Ankara’ya gelirken Kayseri’de, 20 Aralık 1919. Soldan sağa sırayla; Hakkı Behiç Beyiç, Yaver Muzaffer Kılıç, Hüseyin Rauf Orbay, Mustafa Kemâl, Mazhar Müfit Kansu ve Ahmet Rüstem Bey. Kaynak: Atatürk, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Hazırlayan; Mehmet Özel (Güzel Sanatlar Genel Müdürü), Sayfa: 64
Milli Mücadele’nin başlarında Erzurum’da iken, 1919 senesinin 7 Temmuzu 8 Temmuz’a bağlayan gece sabaha karşı, Mustafa Kemal Paşa ileride yapılacak işleri Mazhar Müfit Kansu’ya not ettirmiş, bunların arasında Latin harflerinin kabul edileceğini de söylemişti.[2]
Milli Mücadele kazanıldıktan ve Cumhuriyetin henüz yeni ilan edilmesinden sonra, Atatürk harf değişikliği konusunda ortamın yeteri kadar hazır olmadığının farkındaydı.[3] Bu yüzden 17 Şubat 1923 tarihinde, İzmir’de toplanan ve Cumhuriyet tarihinde çok önemli bir yere sahip olan Milli İktisat Kongresi’nden başlayarak konunun gündeme gelmesine rağmen bunu erteleyerek en ideal zamanı beklemişti.[4]
O zamanki CHP Genel Sekreteri Saffet (Arıkan) ile arkadaşlarının hazırlayarak, 8 Mayıs 1928 günü verdikleri Latin rakamları tasarısı Meclis’te kabul edildi ve 1288 sayılı “Beynelmilel Erkamin Kabulü Hakkında Kanun” olarak 20 Mayıs 1928 günü yürürlüğe kondu.[5]
1288 sayılı “Beynelmilel Erkamin Kabulü Hakkında Kanun” olarak 20 Mayıs 1928
1288 sayılı “Beynelmilel Erkamin Kabulü Hakkında Kanun” olarak 20 Mayıs 1928
Yine aynı gün yapılan meclis toplantısında Milli Eğitim Bakanlığı Latin harfli yeni alfabeyi ve kurallarını saptamak için bir “Dil Encümeni” kurulmuş ve bu alt kurul ilk toplantısını 26 Haziran 1928 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk’ün başkanlığında yapmıştır.[6]
Yeni harf çalışmalarını yürütmek üzere üçü mebus (Falih Rıfkı Atay, Ruşen Eşref Ünaydın, Yakup Kadri Karaosmanoğlu), üçü eğitimci (Emin Erişirgil, İhsan Sungu, Avni) ve üçü uzman (Ragıp Hulusi Özden, Ahmet Cevat Emre, İbrahim Grandi Grantay) olmak üzere dokuz kişiden oluşan bu komisyon sonradan Celal Sahir, İbrahim Necmi Dilmen, Ahmet Rasim, Reşat Nuri, Fazıl Ahmet Aykaç, Besim Atalay, Veled Çelebi, Yaşar, Hamit Zübeyir, Macar Prof. Maysaroş’un katılımıyla oluşturulan kurul çalışmalarını kısa zamanda tamamladı.[7]
Yeni harf çalışmalarını yürütmek üzere üçü mebus, üçü eğitimci ve üçü uzman olmak üzere dokuz kişiden oluşan bir komisyon olarak çalışmaya başlar ve kısa zamanda tamamlayarak bir rapor hazırlanır. İsmet Paşa da, 17-19 Temmuz toplantılarına katılarak, alfabeye ”Türk Alfabesi” adını verilmesini dile getirmiştir.
Dil Encümeni, başladığı yeni Türk alfabesi projesini, altı haftalık yoğun bir mesai sonunda çalışmalarını, 12 Temmuz 1928’de bitirme noktasına gelmiş, Başvekil İsmet Paşa da 17-19 Temmuz tarihlerindeki toplantılara katılarak, görüşlerini belirtip bu yeni alfabeye “Türk Alfabesi” ismini vermiştir.
Dil Kurulu, hazırladığı Elifba Raporu’nu 1 Ağustos tarihinde Gazi’ye sunar. Mustafa Kemal, yeni abeceyi Dilci İbrahim Necmi Dilmen’den öğrenmiş, 4-5 Ağustos 1928 gecesi Başbakan İsmet İnönü’ye yeni harflerle mektup yazmıştı.[8]
Yeni Türk Alfabesini Türkçe’ye en uygun olacak şekilde hazırlamayı görev edinen Dil Kurulu 6 Ağustos’ta, Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati başkanlığında bir toplantı yapar ve hazırlanan alfabe bu toplantıda kesin biçimini alarak, Gazi’nin onayına sunulur.
Mustafa Kemal Atatürk, 9 Ağustos 1928’de İstanbul’da Cumhuriyet Halk Fırkası’nın Gülhane Parkı’ndaki Sarayburnu Halk Gazinosu’nda düzenlediği bir toplantısında, Yeni Türk Harfleri konusundaki düşüncelerini halka açar:
“Arkadaşlar, bizim uyumlu, zengin dilimiz yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir. Yüzyıllardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde bulunduran, anlaşılmayan ve anlayamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak ve bu gerçeği anlamak zorundasınız. Anladığımızın izlerine yakın zamanda bütün dünya tanık olacaktır.
Çok işler yapılmıştır. Ama bugün yapmak zorunda olduğumuz, son değil, lâkin çok gerekli bir iş daha vardır:
Yeni Türk harflerini çabuk öğrenmelidir. Her vatandaşa, kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya öğretiniz. Bunu vatanseverlik ve milliyetçilik görevi biliniz. Bu görevi yaparken düşününüz ki, bir milletin, bir toplumun yüzde onu, yirmisi okuma-yazma bilir, yüzde sekseni, doksanı bilmezse bu ayıptır. Bundan insan olanların utanması gerekir. Bu millet utanmak için yaratılmış bir millet değildir; övünmek için yaratılmış, tarihini övünçle doldurmuş bir millettir! Fakat, milletin yüzde sekseni okuma-yazma bilmiyorsa bu hata bizde değildir. Türk’ün karakterini anlamayarak kafasını birtakım zincirlerle saranlardadır. Artık geçmişin hatalarını kökünden temizlemek zamanındayız.” [9]
Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi, 11 Ağustos 1928
11 Ağustos 1928’de Dolmabahçe sarayında yeni Türk harfleri üzerine ilk uygulamalı ders yapılır. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk, Harf Kanununun meclisten çıkmasını bile beklemeden, halka yeni alfabeyi tanıtmak ve insanların bu alfabeyi öğrenme hızını bizzat görerek ölçmek için aralıksız çalışmış, bir yurt gezisine çıkmıştır.
Yirmi üç Ağustos tarihinde Tekirdağ’a, yirmi altı Ağustos’ta Bursa’ya, bir Eylül’de Çanakkale’ye, iki Eylül’de Gelibolu’ya, on beş Eylül’de Sinop’a, on altı Eylül’de Samsun’a, on sekiz Eylül’de Amasya’ya, on dokuz Eylül’de Tokat ve Sivas’a ve son olarak 20 Eylül tarihinde Kayseri’ye gelmişlerdi.[10]
Atatürk Yeni harfleri öğretirken Kayseride, 20 Eylül 1928
İşte gördüğünüz bu fotoğraf, Harf Devrimi olarak kabul edilen 1 Kasım 1928 tarihinden yaklaşık bir buçuk ay önce, 20 Eylül 1928 tarihinde, Kayseri Cumhuriyet Halk Partisi binasının önünde kurulmuş olan kara tahta başında, yeni harfleri tanıtan Başöğretmen Atatürk’ü ölümsüzleştiren fotoğraftır.
Servet-i Fünun dergisi kapağında, 25 Ekim 1928
L’Illustration dergisinin kapağında, 13 Ekim 1928
Kaynakça:
[1] – 1353 sayılı “Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun” , 1 Kasım 1928, Resmi Gazete: Sayı : 1030, Tertip : 3, Cilt : 10, Sayfa : 3[2] – Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, 5. Baskı, 2009, 1. cilt, s. 131[3] – Niyazi Çiçek, “Yeni Belgeler Işığında Harf Devriminin Hazırlık Çalışmalarına Bakış”, Arşiv Dünyası, 2013, Sayı (14-15), s. 66[4] – Yrd. Doç. Dr. Cafer Ulu, “Osmanlıda Alfabe Tartışmaları Ve Latin Alfabesinin Kabulü Sürecinde Mustafa Kemal’in Çıktığı Yurt Gezileri: Tekirdağ Örneği”, Tarih Araştırmaları Dergisi, Yıl 2014, Cilt 33, Sayı 55[5] – 1288 sayılı “Beynelmilel Erkamin Kabulü Hakkında Kanun” , 20 Mayıs 1928, Resmi Gazete: Sayı : 900, Tertip : 3, Cilt : 9 Sayfa : 610[6] – Doç. Dr. Fahri Kılıç, Yeni Türk Alfabesinin Kabulü ve Öğretiminde Kullanılan Yöntemler-Araçlar, Ankara Üniversitesi TİTE, Ankara, 2012, s. 805[7] – Doç. Dr. Fahri Kılıç, a.g.m., s. 805[8] – Doç. Dr. Fahri Kılıç, a.g.m., s. 807-808[9] – Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi, 11 Ağustos 1928[10] – Mustafa Kemal Paşa’nın yurt içi gezileri ve tarihleri konusunda bkz. Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Ankara 2007