Türkçe Tarih

Tamgalı Say, Saymalıtaş

“Buraya resimleri çizenlerin, uzayda var olduğu söylenen başka dünyalarla bir bağı mı var acaba?”

Geçen yıl (2004) gittiğim Tamgalı Say ile karşılaştırmalar yapıyorum kendimce. Buradaki resimler ve oradakiler arasında çok benzerlikler var. Fakat burasının bir önceki dönem olduğuna dair kesin karar veriyorum. Resimlerde Şamanı bulamıyorum, Şaman ve etrafında oluşturulan şölen halkasının temsil ettiğini düşündüğüm, “devlet” yani ”organizasyon” olgusunu buradaki resimlerde henüz göremedim. Tamgalı Say’da vardı. Ama buradaki resimler daha canlı ve daha çok hayatın içinde, cinselliği çok açık anlatan resimlerle karşılaşıyorum. Kutsal geyiklerin koşulduğu araba resmi, avlanma resimleri, tren yolu gibi çizilmiş resimler, uzay aracına benzeyen ve yanında ellerini gökyüzüne açmış adamı görünce şaşkınlık ve hayretle bakıyorum, kendi kendime soruyorum, ”Buraya resimleri çizenlerin, uzayda var olduğu söylenen başka dünyalarla bir bağı mı var acaba?”, garip ama bu soruyu düşünüyorum. Çünkü bugün modern temel bilimlerde kullanılan simgeler var, sigma, zigot işaretleri gibi. Gamalı haç resmi ise ayrı bir ilgi noktası sanki kayadan kayaya uçuyorum, resimlerin her birine yetişmek istiyorum. Türklerin simgesi olan ”bozkurt” resmini birçok yerde görüyorum, geyik ve yaban keçisi resimleri sayılamayacak kadar çok. Parça parça olmuş kayaların alt kısımlarında da resimlerin olduğu muhakkak ama bunlar nasıl ters döndü, nasıl bu hale geldi? Zor sorular. Burada bu kadar resim varsa, kesinlikle bir şehir ve medeniyetin var olduğunu kabul etmek gerekiyor. Vadinin orta kısmında küçük küçük tepeciklere daha dikkatli bakıyorum, muhtemelen dün gece höyüklerden birinin üzerinde uyuduğumuzu düşünüyorum.

Kaynak:

Servet Somuncuoğlu, Saymalıtaş Gökyüzü Atları, Karlı Dağlardaki Sır, Atokyay Yayıncılık, Ocak 2011, İstanbul, s. 32, 33

Exit mobile version