Târîhçiler ve arkeologlar, hem târihî kaydlara, hem de arkeolojik kalıntılara dayanarak, Kem kıyıları ve Kögmen dağlarındaki kültürleri Kagnılı, Kırgız ve Kök-Türk’lerin müşterek atalarına bağlamışlardır. Bu bölgede uzun başlı Europeoidler olan Andrönov kavmi yaşıyordu. M.Ö. 300 sıralarında, Karasuk kültürünün ortaya çıkışında, doğudan gelen bazı daha Mongoloid boyların âmil olduğu kültür kalıntılarından bilinmektedir. Doğudan gelip Karasuk kültürüne âmil olan boylar, Kiselev’e göre, Kagnılı «Ting-ling». boyları idi. Kagnılı boyların Doğu kolu münâsebeti ile kaydedildiği gibi, bunlar bugünki Çin’in kuzey bölgelerinde yaşamakda olan, bazı araştırıcılara nazaran, kısmen europeoid, fakat Mongoloidler ile de gittikçe karışan boylardı. M.Ö. 600 sıralarında, aynı bölgede, Karasuk kültürü, bazı europeoid göçlerin tesiri ile, Tagar kültürüne çevriliyordu. M.Ö. 300 etrâfmda, yeni mongoloid göçlerin neticesinde, Tagar kültürü Taştık kültürü olarak gelişdi ve Altay dağlarına da uzandı. Taştık kültürü ise, M. V.-VI. yüzyıllarda, târihî devirde Türkçe konuşan boyların kültürü şeklini aldı. Böylece, Kagnılı, Kırgız ve Kök-Türk kültürlerinin bir müşterek kökden doğduğu açıkça görülür. Türeyiş efsânesinden anlaşıldığına göre Kök-Türk sülâlesi bir devirde bunları idâre etmişdi. Esâsen dil ve yazı birliği gibi, hem Kagnılı boyların, hem Kök-Türklerin toteminin kurt olması da müşterek kültüre delâlet eder. Bütün Türkçe konuşan boylar hakkında at, dağ keçisi ve su kuşlarına dâir bazı efsâneler de müşterek kültür unsurları idi.