Türkçülüğün memleketimizde zuhurundan evvel, Avrupa’da Türklüğe dair iki hareket vücuda geldi. Bunlardan birincisi Fransızcada (Türküri) denilen (Türkperestlik)tir. Türkiye’de yapılan ipekli ve yün dokumalar, halılar, kilimler, çiniler, demirci ve marangoz işleri, mücellitlerin, tezhibatçıların, yaptıkları teclitler ve tezhipler, mangallar, şamdanlar ilh(ve benzeri) gibi Türk zanaatının eserleri çoktan Avrupa’daki nefaisperestlerin(sanatla ilgilenenler) dikkatini celbetmişti. Bunlar Türklerin eseri olan bu güzel eşyayı binlerce liralar sarf ederek toplarlar ve evlerinde bir Türk salonu yahut Türk odası vücuda getirirlerdi. Bazıları da bunları başka milletlere ait bedialarla(sanat eseri) beraber, bibloları arasında teşhir ederlerdi. Avrupalı ressamların Türk hayatına dair yaptıkları tablolarla, şairlerin ve filozofların Türk ahlakını tavsif(anlatma, betimleme, tasvir etme) yolunda yazdıkları kitaplar da (Türküri) dahiline girerdi. Lamarti’nin, Agust Kont’un, Piyer Lafayet’in, Ali Paşa’nın hususi katibi bulunan Mismir’in, Piyer Loti’nin, Farer’in Türkler hakkındaki dostane yazıları bu kabildendir(tür). Avrupa’daki bu hareket, tamamıyla Türkiye’deki Türklerin, bedii sanaatlarda(: güzel sanatlar) ve ahlaktaki yüksekliklerinin bir tecellisinden ibarettir. Avrupa’da zuhur eden(ortaya çıkmak) ikinci harekete de Türkiyat (Türkoloji) namı verilir. Rusya’da Almanya’da, Macaristan’da, Danimarka’da, Fransa’da, İngiltere’de birçok ilim adamları eski Türklere, Hunlara ve Moğollara dair tarihi ve atikiyati(tarihi, geçmişle ilgili) tarihler yapmaya başladılar. Türklerin pek eski bir millet olduğunu, gayet geniş bir sahada yayılmış bulunduğunu ve muhtelif zamanlarda cihangirane devletler ve yüksek medeniyetler vücuda getirdiğini meydana koydular. Vakıa(gerçi), bu sonki tetkiklerin mevzuu, Türkiye Türkleri değil, kadim Şark Türkleri idi. Fakat, birinci hareket gibi, bu ikinci hareket de memleketimizdeki bazı mütefekkirlerin(düşünür) ruhuna tesirsiz kalmıyordu. Bilhassa, Fransız müverrihlerinden(tarihçi) (Dekini)’nin Türklere, Hunlara ve Moğollara dair yazmış olduğu büyük tarihle İngiliz âlimlerinden (Sir Davids Lumloys)’un Sultan Selim-i Salis’e(Sultan 3. Selim) ithaf ettiği (Kitab-ı İlmü’n-Nafi /faydalı ilimler kitabı) ismindeki umumi Türk sarfı(gramer, dilbilgisi), mütefekkirlerimizin ruhunda büyük tesirler yaptı. Bu ikinci eser, müellifi tarafından İngilizce yazılmıştı. Bir müddet sonra, validesi bu kitabı Fransızcaya tercüme ederek Sultan Mahmut’a ithaf etti. Bu eserde Türkçenin muhtelif şubelerinden(bölüm, konu) başka, Türk medeniyetinden, Türk etnografyasından ve tarihinden bahsolunuyordu.