Mustafa Kemal cüretkâr siyasetlerin adamı olmuş, olaylar da onu haklı çıkartmıştır. O, durum muhakemesini, İtilaf Devletleri’nin sert bir barış yapacakları, Padişah’ın bu sert barışa boyun eğeceği ve bununla kalmayarak mutlakıyete ya da güdümlü bir meşrutiyete gitmek üzere demokratik-ulusçu hareketi ezmeye çalışacağı hesabına göre yapmış, bunun için cüretkâr siyasetlerin adamı olmuş, olaylar da onu haklı çıkartmıştır. Haklı çıkmasaydı, çok büyük ihtimalle hareketin önderliğini kaybederdi. Zira Mustafa Kemal’in zor bir kişiliği vardı. Tanıyanların kolayca sevebilecekleri popüler biri değildi. Demokratik-ulusçu hareketteki önderliğini büyük ölçüde çalışkanlığına, hiçbir yazıyı cevapsız bırakmamasına, davasında sebat etmesine borçluydu.