Türkçe Tarih

Sarmat Kabileleri

İskit ve Savromatların yerleşik olduğu ülkenin tama­mı, M. Ö. III. yüzyıldan itibaren antik kaynaklarında Sarmat Ülkesi olarak geçmektedir. Don’un batısında Avrupa Sarmat Ülkesi, doğusunda ise Asya Sarmat Ülkesi yer alıyordu. Antik müellifler “Sarmat” etnoni­mi ile Yazıg, Roksolan, Sirak, Aors gibi küçük kabile birlikleri ifade ediyorlardı. Bununla birlikte bunların yaşadıkları coğrafyalarla ilgili kesin bilgiler mevcut değildir.

Arkeologlar birçok kez belli kabile birliklerini Sarmat Kültürü’nün bölgesel varyantlarıyla özdeşleş­tirmeye çalıştılar. Sarmat Çağı eserlerini araştıran K. F. Smirnov, Sarmat Ülkesi’nin en erken ve en batı bölge­sinde Roksolanların yaşadığını ileri sürmektedir. Dönemdeki gelişmelerden anlaşılacağı üzere Sirak ve Aorsların bölgeleri ise Bosfor Krallığı yakınlarıydı. Adı geçen kabileler bu devletteki hanedan kavgalarına karıştılar, hatta M. Ö. 49’da olduğu gibi farklı taht adaylarını desteklediler. Antik tarihçi Strabon’a göre bu kabileler, Roksolanlarla kıyasla daha yukarıda yaşa­yan halkların arasından kaçan kimselerdi. Aorslar Don boyunca, Siraklar ise Ahardeya Nehri boyunca yerleş­mişti. Ahardeya ile ilgili tartışmalar hâlâ devam etmekte ve buranın Manıç, Egorlık, Kuban’ın olabile­ceği ileri sürülmektedir. Sirakları ise Sarmat Kültürü’nün farklı bölgesel versiyonlarıyla bağdaştır­maktadırlar.

Sarmatların en batıdaki temsilcisi ise Yazıglar idi. Bunlar başta Don Yanı bölgesinde yaşarken I. yüzyılda Aşağı Tuna boyuna yerleştiler ve Roma garnizonlarıy­la yaşanan sınır çatışmalarında aktif rol oynadılar. Bu dönemde onlar, Karadeniz Yanı bölgesindeki en güçlü halklardan biri olup Güney Bug ve Dinyester’in de dâhil olduğu Dinyeper’den Pannonia’ya kadarki geniş toprakları kontrol ettiler ve Karpat geçitlerinden geçerek Tisa Vadisi’ni ele geçirdiler. II–III. yüzyıllardan itibaren Pannonia, onların yeni vatanı oldu. Ancak burada diğer kalabalık göçebelerin içerisinde eriyip gittiler.

Sarmatların en doğu birliği ise kökleri, Aorslarla bağ­lantılı olan Alanlar’dı. Bu akrabalık bağı, “Alanors” teri­mi dolayısıyla kurulmaktadır. Alanorslar, antik coğraf­yacı Batlamyus’un eserinde adı geçen Aors kabile birli­ğiydi. Çin kaynaklarında da benzer bilgiler mevcuttur.

M. Ö. II–I. yüzyıllardaki meşhur Çinli tarihçi Sima Qian’a göre Seyhun’daki Kanglı Devleti’nin kuzeybatı­sında, “Kuzey Denizi”nin yanında Yantsay Ülkesi yer alıyordu. Araştırmacıların çoğuna göre bu ülke, Aorsların Ülkesi’ydi. Daha sonra burası, Kanglıların hâkimiyeti altına girdi ve Alanlar Ülkesi adını aldı. Bu tarihten itibaren Alanlar sıkça Çin kaynaklarında zikredilmeye başlandılar. Daha M. Ö. I. yüzyılda Alanlar, Tuna’nın aşağısında da bilinmeye başlandılar. Nitekim burada Sarmat kabilelerinden oluşan büyük bir birliğin başına geçtiler. 72’de onlar Kafkasya Ötesi, Ermenistan ve Med İmparatorluğu’na karşı ilk seferlerini düzenle­ diler. O dönemde Kafkasya Önü bozkırlarında kata­komplar (yer altı mezarları) kültürü yayılmaya başladı. Arkeologlar bu hususu, bozkırlarda başlayan Alan hâki­ miyeti ile bağdaştırdılar.

Alanlar, Kavimler Göçü’nün başlangıcı ve Erken Ortaçağ’a kadar Doğu Avrupa bozkırlarının önde gelen güçlerden biri olarak kalmaya devam ettiler. Bu tarihte ise Alanlar, hem bu bölgenin etnik tarihinde hem de Hazar ve Bulgar gibi Türk göçebe devletlerinin oluşumunda önemli rol oynadılar.

Kaynak:

Rafail Hakimov, Atlas Tartarica, Tatarlar ve Avrasya Halklarının Tarihi, Tataristan Cumhuriyeti: Dünü ve Bugünü, Çevirmen: İlyas Kemaloğlu, Tataristan Cumhuriyeti Ş. Mercanî Tarih Enstitüsü, Tataristan Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanlığı, Kazan – Moskova – St. Petersburg – İstanbul, 2017, s.

Exit mobile version