Atatürk ordu komutanlığından istifa edip İstanbul’a gelmeğe karar verdiği zamanda cebinde bilet alacak parası yoktu. Halbuki General Erich von Falkenhayn bu vazifeye gelirken ona yığınla altın göndermişti.
Atatürk sonraları bu hadiseyi ve altınları nasıl reddettiğini şöyle anlatırlardı:
“Yıldırım Ordusu (7’nci Ordu) Kumandanlığını kabul edip İstanbul’dan Haleb’e hareket ettiğim günün gecesiydi. Falkenhayn Karargâhı’nda bulunan bir Türk Erkânıharp zabitinin refakatinde bir genç Alman zabiti, Akaretlerdeki 76 numaralı ikametgâhıma geldi. Ufak ve zarif sandıklar içinde Falkenhayn tarafından bana bazı şeyler getirdiğini söyledi. O “şey”lerin kendilerini kabul ettiğim odaya nakledilmesini emrettim. Salon kapısının yanına ufacık sandıklar istif edildi.
— Bunlar nedir? dedim.
Alman zabiti dedi ki:
— İstanbul’dan müfarakat ediyorsunuz (ayrılıyorsunuz) Mareşal Falkenhayn tarafından bir miktar altın gönderilmiştir.
Kimseye hiçbir ihtiyacımdan bahsetmemiştim; fakat zannettim ki, Mareşal bu parayı ordunun ihtiyacına sarfedilmek üzere göndermiştir. Onun için tercümanlık eden Türk zabitine dedim ki:
— Bu sandıklar bana yanlış geldi; Ordu’nun Levazım Reisi’ne gönderilmesi lâzımdı; benim için fazla külfettir.
Muhatabım sözlerimi Alman zabitine nakletti. Zabit derhal:
— Efendim o başka! dedi.
Bizim zabitimize:
— Paranın miktarını bu zabitten iyi tahkik et, huzurunda alındığına dair bir senet yaz, ver; imza edeyim dedim.
Bu zat emrimi yaptı; fakat zabit imzalı senedi kabul etmek istemedi; tekrar:
— Bu zabit bilmiyor dedim; senedi alsın ve Mareşal’a versin ve siz de bu paraları gelip alması için Levazım Reisi’ne haber gönderiniz.
Bittabi iş böyle cereyan takip etti.
Kaynak:
Kılıç Ali, Atatürk’ün Hususiyetleri, Cumhuriyet Yayınları, Mart 1988 s. 54,55