0

Babam İsmail Fazıl Paşa, İstanbul’a gelip Genel Kurmay 4. Şube­si’nde göreve başladıktan bir müd­det sonra benden sınıf arkadaşlarım hakkında bilgi istedi. Ya­kın arkadaşlarımı sordu. Bu, onun âdeti idi. Daha ben Erzin­can Rüşdiyesi’nde iken öğretmenlerden ziyade arkadaşlarımı sorar, bilgi alır ve bazılarını yemeğe çağırmamı söylerdi. Tereddüt etmeden:

— Çavuşum Mustafa Kemal Selânik. Mustafa Kemal Evimize İlk Defa Geliyor

Dedim ve emrederse, bir hafta tatilinde kendisini alıp ge­lebileceğimi söyledim. Vaktiyle Erzincan’ a yazdığım bir mek­tupta da ondan bahsettiğim için isim yabancı gelmemişti.

— Getir, çok memnun olurum. Ona da söylemişsin, büyük­ annen de merak ediyor.

Dedi. Ertesi hafta sözleştik. Arkadaşımı sabah vapur iskelesinde bekledim. Buluştuk ve vapurla karşıya geçtik. Va­kit öğleydi. Salacak’taki evimizin kapısına geldiğimiz zaman kendisini biraz mütereddit gördüm. Her halde Paşa tarafından nasıl karşılanacağını düşünüyordu. Müteazzım insanlardan hoşlanmadığını biliyordum. Feleğin çok kahrını çekmiş olan babamın mütevazi bir asker olduğunu söyledim. Önce büyük­ annemin, sonra da babamın elini öptük. Ayşe Hanım’ın:

— Maşallah, Harbiyeli elbiseleri de ne güzel yaraşmış.

Dediğini hiç unutmam. Babam da yüzünü hafifçe okşadı.

— Fuat’la kardeş gibi geçiniyor muşsunuz, memnun ol­dum. İnşallah meslek hayatında birbirinizden ayrılmazsınız.

Arkadaşım mahcup bir gençti. Büyüklerin yanında bu mahcubiyeti daha da artardı. Yemekte biraz açıldı. O geniş ihata kudreti ve keskin zekâsiyle bazı sorularına verdiği ce­vaplar babamı bir an için şaşırtmıştı.

— Her ikinizi de erkânı harp zabiti olarak görürüm.

Dedi ve biz bir kaç yıl sonra birer kurmay yüzbaşı olarak Harp Akademisi’nden mezun olduğumuz zaman en çok sevinenlerden biri de kendisi olmuştu. Annem Zekiye Hanım henüz Paris’ten dönmediği için Mustafa Kemal’i görmemişti, ikin­diden sonra okula beraberce dönmek üzere evden ayrılırken, babam arkadaşıma çok iltifat etmiş:

— Seni çok sevdim oğlum, Kuzguncuk’taki evimize de bek­lerim. Muhakkak geliniz.

Demişti. Sonra bana dönmüş:

— Seni de tebrik ederim, böyle değerli ve iyi bir gençle arkadaşlık kurmuşsun. Okul sıralarında başlayan arkadaşlıklar kolay kolay sarsılmaz.

Yakında Salacak’taki kira evinden çıkarak Kuzguncuk’a nakledecektik. Babam, büyükannemin bir kısım emlâk ve ara­zisini satmış, elde etiği para ile Kuzguncuk’ta yeni bir köşk yaptırmaya başlamıştı.!

Türkçe Tarih

I. Dünya Savaşı İttifak Devletleri propaganda afiş ve kartpostallarından örnekler

Önceki yazı

İskitler’in silahları

Sonraki yazı

Bu yazılar da ilginizi çekebilir

Yorumlar

Bir yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha fazla yazı Atatürk Dönemi