Şimdi, imza meselesine gelelim:
Ben, müsveddenin yeni gelen arkadaşlar tarafından da imzalanmasını arzu ettim. O esnada Rauf ve Refet Beyler benim odamda, Fuat Paşa diğer bir odada bulunuyorlardı.
Rauf Bey misafir olduğundan bu müsveddeye vaz’-ı imza için kendinde bir alâka ve salâhiyet görmediğini nezaketen ifade etti. Bunun bir hatıra-i tarihiye olduğunu dermeyan ederek imza etmesini söyledim. Bunun üzerine imza etti.
Refet Bey imzadan istinkâf etti ve böyle bir kongre akdindeki maksat ve faydayı anlayamadığını söyledi.
İstanbul’dan beri beraber getirdiğim bu arkadaşın –tuttuğumuz yola nazaran– anlaşılması pek basit olan bir meselede, izhâr ettiği hâlet-i fikriye ve hissiyeden müteellim oldum. Fuat Paşa’yı çağırttım. Paşa, nokta-i nazarımı anlayınca derhal imza etti. Fuat Paşa’ya Refet Bey’in tereddüdü sebebini anlayamadığımı söyledim. Fuat Paşa, Refet Bey’den, biraz ciddî, istîzâhta bulunduktan sonra Refet Bey müsveddeyi eline alarak kendine mahsus bir işaret vaz’ etti. Öyle bir işaret ki bunu, bu müsveddede bulmak biraz müşkildir.
(Buyurun! Merak eden tetkik edebilir.)
Efendiler, lüzumsuz gibi görülebilen bu izâhât, müteakib senelere ve hadiselere ait bazı muzlim noktaları tenvîre medâr olur zannıyla dermeyan edilmiştir.
Yorumlar