0

Kimmerler ateş eden gerçek bir süvarî birliği kura­rak Doğu’da askerî alanda âdeta gerçek bir devrim gerçekleştirdiler. Harp süvarî birliği, Doğu’da M. Ö. I. binyılın başından itibaren mevcuttu. Ancak bunlar, yakın muharebelerde mızrak, kısa saplı atma mızrağı ya da kılıçla savaşan birliklerdi. Şunu da söylemek gerekir ki, askere atın üstüne güvenli bir şekilde otu­rarak onu sürmeyi ve elleri de silah kullanmak için boş bırakmayı sağlayan sağlam temelli eyer ile üzenginin keşfine daha yaklaşık 1.200 yıl vardı. M. Ö. IX. yüzyıldaki Asurluların okçu atlı askerleri, aynı anda ata binerek hedef vurmayı başaramıyorlar­dı. Bundan dolayı ikinci atlı asker, ok atanın atının dizginlerini tutmak zorundaydı. Kimmerlerin okçu süvarî askerleri ise usta binicilerdi ve yavaş hareket eden düşmana aniden dört bir taraftan saldırıp ve güvenli mesafeden onları oklarla vurup bir anda kay­boluyorlardı. Diğer bir deyişle o kadar tehlikeli ve tesirli idiler ki, düşmanlar onların askerî becerilerini taklit etmeye çalışmışlardır.

Kıyafetleri, askerî teçhizatları ve atlarının bakımını Kimmerlerden günümüze kalan taş heykellerden öğrenmekteyiz. Bunlarda kıyafetleri, silahları ve süs­leri net bir şekilde resmedilmiştir. En önemlisi de hangi silahın askerin neresinde yer aldığı gösterilmiş­tir. Kimmerlere ait çok sayıdaki kurganda yapılan arkeolojik çalışmaların sonucunda da Kimmer süvari­sinin silahları ve kıyafeti hakkında ayrıntılı bilgiler elde edilmiştir.

Kimmer askerinin kıyafeti, gömlek ya da uzun dar kollu bir mont, pantolon, deri çorap ve çizmeden olu­şuyordu. Kafayı, kulakları ve enseyi sivri başlı deri başlık koruyordu. Bronz gerdanlıklar, madalyonlar, bilezikler ve küpeler, askerlerin başlıca süsleriydi. Kılıç kemere sol taraftan yay ve uçları bronz ya da kemikten olan onlarca kısa okun koyulduğu kılıf asılı­yordu. Böyle bir yay ile ok kılıfına “gorit” adı verilmiş­ti. Kimmer goriti, yayın tam olarak yerleştiği deri kılıf ile ona dışarıdan eklenen bir cepten oluşuyordu. Yaylar da cebin içerisine koyuluyor ve dışarıdan ancak uçları görünüyordu.

Askerler önlerine hançer takıyorlardı. Kimmer han­çeri, yaklaşık 30 santimetre uzunluğunda fazla geniş olmayan demir bir kılıç namlusuna sahipti. Soylu askerlerin hançerlerinin sapı ve kını, altın ve renkli taşlarla süslüydü. Ancak soylu askerler uzun, dar demir namlulu ve bronz kollu kılıçlara sahipti. Taş heykellerden anlaşıldığı kadarıyla da kılıçları önden kemerin arkasına yerleştiriyorlardı. Yakın muharebenin en önemli silahı, çeşitli şekil­lerdeki ay baltalardı. Bunlar sıkça bronz, bazen de taştan oluyordu. Kimmerler de yuvarlak, uçları bronz veya taştan yapılan topuzlarla yaprak şekilli demir uçları olan mızraklar kullanıyorlardı. Kalkanları ise Avrasya bozkır tipinde idi.

Koşum takımı, atları iyi yönetmeyi sağlayan bronz gemleri olan hafif dizginlerden, iki düz minderden oluşan yumuşak eyerden, binek takımından oluşmak­tadır. Binek takımında ise kolan, göğüs kemeri vs. yer alıyordu. Dizginlerle binek takımı, bronz ve kemikten parçalarla süslüydü. Bozkır geleneğine göre eyerin yumuşak kısmı yanlardan ve arkadan bezekli deri, keçe, kumaş, metal süslerle zırhlanıyordu.

Türkçe Tarih

Hâkânî Türkleri’nin kültürü

Önceki yazı

Türkleri niçin sevdim?

Sonraki yazı

Bu yazılar da ilginizi çekebilir

Yorumlar

Bir yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha fazla yazı Tarihte Türkler